Bilmem Ki Ne Zaman Doğar, Ufkun Güneşi
BİLMEM Kİ NE ZAMAN DOĞAR UFKUN GÜNEŞİ
Asırlardır uğursuz, bir gecenin içinde, Hem karanlık ve nursuz, bir hecenin içinde Bilmem ki ne zaman, doğar ufkun güneşi Bir mahşerin zulmetin, bilmecenin içinde Yandıkça yandı cihan, her tarafta figânlar, Nice tufan yaşanır, düzmecenin içinde Gönüller kabre dönmüş, bizâr olmuş yaşamdan Akıl yokluk çölünde, eğlencenin içinde Mescid-i harameynde, neden gönül uyanmaz, Nerede sedây-ı aşk, can mescidin içinde Melekler mi gelecek, Hakkı niyâz edecek, Hâla akıl benliğin, cehaletin içinde Ne koyu bir karanlık, asırlardır sür gider, Hala koca bir dünya gülmecenin içinde Can verirken masumlar, doğu batı her yerde Müslüman müslümanı, kırmacanın içinde Milyarlarca insan var, sanki dünya boş gibi, Ruh-u âlem perişan, bir sancının içinde Leş kesilmiş bedenler, bir zillet vadisinde, Zalimler mazlumları ezmecenin içinde Neden yanmaz ki bilmem, saadet meşalesi, İlâhi rahmet eyle, bir vâhdetin içinde Kalbe aşkın dokunsun, Âsay-ı Musa gibi Cevaplar ruhsuzluğun, soruları içinde Kalmamış mı cihanda, arifçe nigehbânlar, Son bulmasın nefesler, cehennemin içinde Ey dünya yaktın bizi, mel’un iblis elinde, Feryâd-u figanlarda, bencilliğin içinde Bu nasıl bir iman ki, zulmetten uyandırmaz, Göğüste kördüğümler, cehaletin içinde Geçmiş kopmuş yürekten, haber yok istikbalden Zaman matemle akar, geleceğin içinde Her gönül uzak şimdi en kutlu vatanından, İman hazin bir elem, derin aczin içinde İffet bağını çözmüş, edepse yaban kalmış, Ruhlar ölüm modunda, tembelliğin içinde Yüzlerce asır oldu, ses gelmez akıllardan, Ne oldu bahtımıza, gök kubbenin içinde Aşktan akan bir mazi, kopmuşken yüreğinden Devran zulmeti derin, bir mahzenin içinde Uyanmayı bilmeyen, bir millet kurtulamaz, Kalırmış müstakbeli, felaketin içinde Uyan ey çağın aklı, revâ mı böyle hüsran, Ara inciyi ara, ummanların içinde Beyin ateş almadan, akılda ışık olmaz, Ruhlar hep kalacak mı, sefilliğin içinde Gül ağlar bülbül ağlar, hem cân-ı canan ağlar Böyle hayat reva mı, faniliğin içinde Gel artık kurtulalım, gel de azâd olalım, Gülşen olsun gönüller, güzelliğin içinde Mirzade MİRKELAM |