''ELVEDA'' DİYEBİLMİŞTİM...
işte gidiyorum sayende yalnızlığımla gurbete
arkama bakmadan yol alıyorum uzaklara... dönüşü olmayan aşkına gönlüm isyanda sevdamızın ateşini ben harlarken vicdanın hiç sızlamadan sen söndürdün o güzelim anıları bir bir karanlığa gömdün artık senden gitmek bana farz, bilesin beni hiç bekleme; dünyamı, rotamı değiştirdim! bir yudum çayın bile hatırı kalmamışsa sende alnına kondurduğum buseleri silmişsen neyliyeyim kalbini dikenli gül dallarıyla örmüşsen uzaklara yol almak boynumun borcu oldu nefesim nefesinle koklaşmayacak saksıdaki karanfillerim boynu bükük kalacak dönüşü olmayan yolları kapadım, bil istedim! zaman aşımında ardına kadar açtığın kapında beni değil, solmuş çiçekleri göreceksin sevda pınarını kızgın çöllerinde kuruttuğun sonbaharın en çetin ayazları düşürdüğün yemyeşil gönül dağımı hazana çevirdiğin ömrünü sevdasına adayan sevdalını kaybettin! türküler, şiirler duygusuzluğuna ağıt yakacak yalnızlığın hücresinde ’’ah’’lar çeksen de duyulmayacak acı feryatların, çığlıkların kara tren garından kalkarken el sallamıştım gözlerine inmişti siyah bir perde, görmemiştin karabulut kaplamıştı gök kubbeni ansızın hayat veren yağmurlarını dindirmiştin kendi çölünü kendin yarattın!.. son bakışlarım hayat dolu gözlerine boşalmıştı sisli amansız yolculuğum başlamıştı kara trenin düdüğüne karışan fısıldamamla ’’elveda’’ diyebilmiştim ve sen bitmiştin acılar doldurduğun gönülde... Zafer Direniş ... |