Açtın Ya Kalbin KapısınıHayatımın en umulmaz anında, Ruhumu bulurum başka dünyada... Dayandığım her ümit bitmiş derken, Kalbimde bir coşku dirilir birden Olamaz dediğim o an olurken Bayılırım ben künefe tadına, Gelen coşkuyla yalnızlık solarken Emelim çıkar mürüvvet dalına… / Yerindedir o anın tuzu biberi Umursamam hiç zamanmış gideri Vuslat ağacında büyürken meyvesi: Sevince boğar alınca haberi, Olunca dostum gelmektir sebebi… Hayat ağacı hep aynıdır oysa Kökü toprakta akan suyla doysa Gövdesi gök kubbeyi deler geçer... Kaderim kalemi sivriltip soysa Yazıp reçeteyi elime koysa, Eninde sonunda oluyor oysa Yok, gönlüm bunu anlamaya yetmez! / Tarih işte bu yüzden gereklidir İbretleri vardır dersler ereklidir, Yaşama yön veren bir çok anahtar... Her harabede var şiddetli ihtar, Her kalıntıda lüksler görmüş zarar! Hazıra konmaya her insan hazır, Define aramakla geçen ömürler… Nasıl bakarsa baksın hiç anlamaz Bu izi meta düşkünü nefisler! Oysa bazıları ben gibi tınlamaz Yanlıştan vazgeçmek derim enfesler / Kim yol tutarsa inadına tersten Kapılır ölümcül sele bu hırstan Vesselam, başkada ne gelir elden… Onlarla doludur baksam kabristan! / Elden ne gelir unuttum misali Ruhum onaracak bir yola kattın Seni aradım dost diyerek hayli Rehber olan başka bir kâinattın, Sorgusuz bana kapını açtın... Kızılderili gibi çal tamtamları, Coşku versin de yenen taamları, Güneşi hatırlatan havai fişekleri, Kalbime verdin olmaz dilekleri Huzur kapısından girdim içeri, Mutluluk sarhoşu mahcup divane! / Kalbimin kapısı, dünyada yokluk! Hıçkırığa boğar manasız çokluk İmdatla gelir dost-teselli freni… Yaramı sarar sona erer zorluk! Olsa kangrenim tövbe deva olur “Açtın ya bana kalbin kapısını” “Verdin ya bana erdem tapusunu…” Kalbimi sardı kardeşlik duygusu Tek Bir’e koşanlar anlar kurguyu! / Kim olursan ol ver bana elini Şerden, günahtan yaksan da dilini! Dünyayı cennete çevirelim biz Korurken elim, belim ve dilimi… Saffet Kuramaz, 06.08.2023, Ankara |