Ayrılık Gazeli
Ayrılık sisi omza ağır ağır çökmekte,
Zâlim vedâ korsanı kürekleri çekmekte. Bilmem nasıl koparım, çiçeğimden, özümden? Bulutlar ağlarını, örmüş gözüme nemden. Geceler uzadıkça uzar matem karası, Ok değil sırtımdaki, paslı hicrân yarası. Yekpâre pırlantaydı kalbim zarif elinde, Düşüp parçalanmasın, aman hasret selinde. Selamını kesersen dâra çekilir canım, Hayalin de olmasa donar damarda kanım. Ağır aksak çıkarım tozlu merdivenleri, Görmeye dayanamam kol kola gidenleri. Uykuyu bilmez gözüm, adını sayıklayıp, Gökyüzüne bakarım, yıldızlarla ay kayıp. Böyle yaz ortasında nedir ayaz, karakış? O şekerden gülüşler, masallarda mı kalmış? Artık şakağım değil şafaklarım ağarsın, Güneş kadar da olsan yüreğime sığarsın. İlkbahar özlü kokun, mendilime dokunsa, Kırk beşlik plaklardan aşk şarkımız okunsa. Geçtiğin sokakları gözyaşlarımla yıkarım, Gelmediğin her güne hoyrat, bozlak yakarım. Adıma ilmek yaptım adını kilim kilim, Tek bir tebessümünle çözülüverir dilim. Çile değirmeninde kepeksiz un olurum, Beklerim eşiğinde, şeddeli nûn olurum. Sonu gelir mi âhın, şikâyetin, feryâdın? Kalbime kazınmıştır candan içerü adın. ***** (12 Nisan 2023 tarihinde, Hece Taşları Dergisi’nin 98. sayısında yayınlanmıştır; Yıl:9, Sayı:98, sayfa:15) ***** hecetaslari.com/hecetaslaridergisi/hecetaslari98sayiOn5nisan2023.pdf ***** (İlk yazılış tarihleri: 20-28/05/2008, Ilıca, Erzurum ve 03/06/2008, Merkez, Elâzığ) ***** (Son tashih zamanı: 29/05/2023, 23:39; Kocasinan, Kayseri) |