BAHARI NE ZAMAN BU KIŞINBilmem nerelere alır götürür Dalıp uzaklara bakışın gülüm Sis çöker çehrene hüzün oturur Baharı ne zaman bu kışın gülüm Ruhun bu hâllere düşeli beri Süzülüp kaldın bir kemikle deri Ayakların görmez bastığı yeri Hani keklik gibi sekişin gülüm Günler var ağzını bıçak açmıyor Ellerin tutmuyor gözün seçmiyor Yok desen de işte gözden kaçmıyor Kimedir kaşını yıkışın gülüm Çifte güneş gözler şimdi nerdeler Kemikten oyulu bir kabirdeler Ölgün ışığını tümden perdeler Kakülü yüzüne döküşün gülüm Dinlediğin kasvet dolu besteden Acep hangi sözdür seni mest eden “Zahide” çalınca Neşet Usta’dan Nedendir içini çekişin gülüm Görseydi gözünde bir damla yaşı Dönerdi Nemrut’un göle ateşi Eritir dağları çatlatır taşı Çocukça boynunu büküşün gülüm Temmuzda karların savruluşudur Şubatta bozkırın kavruluşudur Erciyes’in yana devrilişidir Pencere önüne çöküşün gülüm İki yanağına koyup elini Kaç kere tırmandın Çubuk Beli’ni Artık enginlere döndür yolunu İnişi yok mu bu yokuşun gülüm Bir şey söyle durma neden susarsın Selamı sabahı tümden kesersin Hem dünyaya hem de bana küsersin Mülkî’yi üzmek mi tek işin gülüm Baharı ne zaman bu kışın gülüm Aslan AVŞARBEY (Mülkî) 31.03.2023-Kocaeli |
Emeğine yüreğine sağlık
______________________________Selamlar