ADI YOK BUNUN
ADI YOK BUNUN
Lüks bir otel odasında pembe pembe kanadı bekaret çiçekli yatak örtüsüne serildi kaldı öylecene yapayalnız tutkulu bir volkandı içine akan sevgi yoktu şefkat bile yandı yandı suskun ıpıssız gözyaşsız vaatler yanılsamaydı hep acımasızlığı gizleyen hırçın karalamalarla yine de kirlenmedi beyaz aktı gitti suyla ince ince saydam resimler çizdi şaşkın yaralı bekledi korkusunu avucunda sakladı bırakıverdi boşluğun göğsüne başını yasladı bilmenin sızısına o sızı ki iz bırakarak büyütür artık yokolmuştu bekaret yorgansız çarşafsız çırılçıplak kadın olmanın onurunu yitirmeden her düşündüğünde gülümsüyor pembe pembe kanayan çiçeği yalnızca kilit kırılmıştı ve açılmıştı kapı sızdırıyordu ışığını gizem gizem dokunmanın tadı damağında elinde mavi beyaz güllerle çağırabilir istediği konuğu tenine nasılsa kanamamayı öğrenmişti büyümüştü açık kırmızı tertemiz tüm yorumların ötesinde adı yoktu bunun Nilgün acar 09. 09. 2008 |