Gecenin karanlığına ılık nefesi çökecekGecenin karanlığına ılık nefesi çökecek Dizlerinde yorgunluk ve masumiyet Dudaklarından kan gelesiye kadar Işıl ışıl parlattığın umut Gökyüzüne bıraktığın nefes Soluyacak seni Ve hayat acımasızcana öpecek Kırık sazın teli gibi Darmaduman Gövdende arayacaksın notaları. Daima beşinci mevsimlere orak sallayacaksın Sebepsiz gelgitlerde denizi arayacaksın Arada bir tasa, ayrılık filmi İşte bu sensin, Oyununu gerektiği gibi oynayacaksın Ya da... Hiç oynamayacaksın. Kimliğindeki sen Yüzünü onca yılların ardına gizlediğin Asılı kalmış bahçenin son güllerini toparlamakla Yorgun bir bahçıvan edasıyla Suladığın fidelerin İsyan sertifikasını yazacaksın. Ve o gün, güneşi göreceksin Denizin mavi martının beyaz kanatlarında İsimsiz mezara köle dursan da Ardına ölüm yazdılar... Merak ettiğin sorular beyninin surlarında silinmeden Rüzgar dinmez Aşk bir içimlik şarap değil ki Aklından defterini dürmüş deli Esrarına sakladığı gri yokuşun Pembeleştiğini o zaman O da anlar... Hayatta tek bir sevdiğin vardı Onu da kendine sakladın Denizinde boğulduğunu görmek için. Dalgınlığında bir el uzanacak yüzüne Görmek istediğin o Dokunmak istediğin o Oysa farkında olmadan çekilecek gecenin karanlığına Hayalin faturasını keseceksin, Ah canım... seni ne kadar çok seviyormuşum. Kendimi acıtıp Kapında dilenci olmayı istediğim kadar Umut sağacağım Sana dair yazdığım Karaladığım Her satırda Aşk ve hayatın neresindeyim ben diyeceğim.... K Kadir Yasan 14 Mayıs 2010 |