Depremin Acıları
Acılara bandırdım böldüğüm son lokmamı
Geçmedi boğazımdan sıra sıra dizilir Hala lokma düşünen ne arsızsın be adam Gördüğüm aç susuzlar yanlarıma dizilir On ilimiz tamamen yer ile yeksan olmuş.. Bilmiyorum bu vahşet kaç bin canımı almış. Ülkemi baştan sona kara dumanlar sarmış. Yüreğim yangın yer, gözümden yaş süzülür. Güneş toz bulutuna gece ayaza teslim Bedenler buza dönmüş yürek acıya teslim Gözlerin yatığı kum, kapağı mora teslim Ağıtlar tortu tortu, yüreklere süzülür Babasız kalan çocuk, çocuksuz kalan baba. Anne hakka yürümüş, bitmiş hısım akraba Sesimi duyan var mı. sözü kalmış havada Molozların altından kan torağa süzülür Kiminde ayakkabı, kiminde elbise yok. Yuvalar darmadağın, kim bilir acıkan yok. Can derdinde yığınlar, dertlerine derman yok. Çaresiz yığınların göz yaşları süzülür. Milletim ali cenap batı güneye koşmuş Bir elde benden olsun gayretiyle tutuşmuş Ne büyük bir milletiz, millet tek yürek olmuş Umarım ki tarihe birlik böyle yazılır. Felaket öyle büyük dertler öyle çetin ki Çaresiz insan oğlu, selden kalan selinti Sokaklar toz la duman, sürer hala esinti Geceler keskin ayaz, gözlerden yaş süzülür Binalar tuz buz olmuş, yığınlar toplu keder. Farkı yok bir birinden tamamı aynı kader. Belli ki bu vahşette suçu yüklenmiş kader, Çaresiz yığınların gözünden yaş süzülür. Bir manzara çok acı, acıların içinde, Sırtında battaniye, eller moloz içinde, Bir el var’ ki babanın ellerinin içinde, Yapışmış babasına, ağzından kan süzülür. Bu vahşetin içinde nutuk atar biriler Faili dışta arar, hedefinde diriler Devrik cümleler kurar, tehdit dolu cümleler. Düşünmez ki bu sözler bir yerlere yazılır |