ÖYLEYİMÖyle bitkinim ki Ne sen sor ne ben söyleyim Yaşlı pir nasılsa ben öyleyim Hüzün Sevinç bir oldu nasıl söyleyim Akıl hastaları nasılsa öyleyim * En olmadık zaman da uyku yener giderim En derin derelere fütursuzca inerim * Mazi silik anılar soluk ne bileyim Yüksekten yuvarlanan taş nasılsa öyle yim * Hani demiş ya Nebiyyi zişan savm Bir taş yuvarlanmaya başladı 70 yılda indi yerine Ben biraz sert çakıldım zemine Yaradaki ok nasılsa öyle yim * Gerçi hissetmiyorum geçmişime üzüleyim Önümü görmüyorum ki geleceğime sevineyim Kurşun isabet etmiş kafa gibi başım ağır ağrılı Kum çuvalları nasılsa öyleyim * En olmadık zamanda yatakta Beklenmedik anda ayakta Yorgun yolcuyum son durakta Gurbete gidenler nasılsa öyleyim * Yolun başlangıcı böyle başlamamıştı Aşklar sevdalar hevesler vardı Türküler en içli en hazin en acıklı şekli ile çalardı Onlar ne güzel şarkılardı.. şimdi Tatsız Şimdi çöller nasılsa öyleyim * Sessiz sarp serap derin. Kim çaldı.. gençliğimi geri verin Mamasını düşürmüş çocuklar nasılsa öyleyim Halim tarife sığmaz ki söyleyim * Bitkin yorgun derin sessiz hissiz Hey..siz...kimsiniz çabuk söyleyin Sabrım yok çocuklar nasılsa öyleyim * Sadece Darülaceze kokusu geliyor burnuma yanıksı... Adak kurbanları nasılsa öyleyim Bitkinlik tarif edilemez ki söyleyim * Merhamete en muhtaç anlarımdayım Kimsenin umurunda değilsem Allah’ım layım Teslim olmuş esirler nasılsa öyleyim * Mendilim kaybolmuş bulamıyorum Yanağımdaki Damlacıkları sileyim Anası ölmüş yetimler Nasılsa öyleyim Anlatılmaz ki nasıl söyleyeyim * Hazin zamanları vardır kimi zaman insanın Kıymeti tarif edilemez O anın Bazen hüzne alışmış insanlar onu özler ihtiyaç hissederler O hüzün içindeyken Nasıl geçtiğini bilmezler zamanın *** Mustafa çoban... 18:46.. 20 aralık salı sulu ova |