BURASI BENİM ÜLKEM
BURASI BENİM ÜLKEM
Burası benim ülkem, kör tuttuğunu yapar Kimi nakit paraya, kimi kadına tapar Hak hukuk zenginlerden, suç fakirden yanadır Adaletli bölüşüm, beş bana, bir sanadır Aydınları ya hain, ya hırsız ya çalandır Rüşveti en çok yiyen, itibarlı olandır Yüzde doksan dokuzu, Müslüman inanandır Tamamı Cennet ehli, olduğunu sanandır Domuz eti haramdır, sorsanız öyle derler Rüşveti domuz gibi, sıyırıp öyle yerler Burası benim ülkem; Çalanlar muteberli çaldıranlar ahmaktır Namuslu insanları mum ile aramaktır Kadın cinayetleri ve çocuk tacizleri Ülkenin her yanında bu ayıbın izleri Yakası açılmamış, her türlü yalan vardır En büyük yalancılar din alıp satanlardır Bu ülkede din iman, her şey paraya bağlı Namuslu insanların, ünvanı Ortaçağlı Yedi köyden kovarlar doğruyu konuşanı Ya PKK’lı derler, ya da Mossad ajanı Burası benim ülkem; Liyakatı tanımaz cehaleti överiz Yumurta dayanınca dizimizi döveriz Yandaş sırdaş gardaşla, paylaşırız ülkeyi Sahtesini hazırlar yayınlarız belgeyi İki bin yirmi üçe, çevirdik yönümüzü Hayallere aldandık, unuttuk dünümüzü Her gün boş konuşanlar, laf altında kalıyor Yüzleri kızarmadan, sonra dönüp yalıyor Felaket tellalları, fırsatları kolluyor İnsafsız Güney doğu her gün şehit yolluyor Burası benim ülkem; Siyasetçi yalancı, fetvacılar yalancı Mezhepsiz kitapsızlar işbirlikçi talancı Pahalılık diz boyu, metreyle ölçülmüyor Delikler çok büyüdü, yamayla küçülmüyor Koca koca herifler her gün yalan söylüyor Yalanına bin şahit bir de yemin eyliyor En geçer akçe oldu ecnebinin parası O artıkça kanıyor fukaranın yarası Her şeyin sahtesiyle heder ettik yılları Aklımızı yitirdik, oynattık kafaları Burası benim ülkem; damatları severiz Haksızları alkışlar, haklılara söveriz Burası benim ülkem; Torpilin en alası, mülakatla yapılır Liyakat bilgi belge hepsi çöpe atılır Ne karış ne de konuş, sakın ola yürüme Muktedire boyun eğ zindanlarda çürüme Zina arttık suç değil, takıl sen de bir çeşit Hem kadın hem de erkek, böyle oluyor eşit Bana var da sana yok, böyledir yeni düzen Bakın şu sokaklara, ne ezilen var ne ezen Dört şeritli yol ile uzaya çıkacağız Bize inananlara tepeden bakacağız Burası benim ülkem; Devlet kumar oynatır, devlet alkol üretir Fuhuştan vergi alır, helal diye diretir Nasıl değişti acep, bu devletin kıblesi Hesap kitap ne idi, kimin var acelesi Komşular düşman oldu, tek dostumuz kalmadı “Yurtta sulh cihanda sulh”, rehberimiz olmadı Burası benim ülkem; İnsanlar bu dünyaya, yok gözüyle bakarlar Çıkarlar çatışınca, dönüp onu yakarlar İnsanların kalpleri yıkanmış pir-ü paktır Onun için onlara, her yol haktır mubahtır Un var şeker var su var, bir helva yiyemedik Koyun değil insanım… Aklım var diyemedik İnsanlar din bilirler, içinde kin bilirler Sonunu düşünmeden nefsine yenilirler Semerciler yoruldu, ölçüleri almaktan Yeni yeni denekler, arayıp da bulmaktan Burası benim ülkem; Beş büyüktür diyorlar, seksen üç milyon candan Profesyonel olanlar, beslenirler hep kandan Sermaye sınıfının güdümünde kalanlar Düşmansız yaşayamaz, gölgesinden korkanlar Uyuyanlar uyanmaz, buna canlar dayanmaz Vicdanları nasırlı, canları hiç mi yanmaz Doğmamış sabilerin haklarını yiyorlar Günah çıkarmak için, Ümre’ye gidiyorlar Devletin malı deniz, muktedirler kapışır Mahkeme kararları yüzlerine yapışır Terazi var hesap var, mahkeme var hukuk var Şaşmayan bir adalet, değişmeyen buyruk var O büyük hengâmede, göreriz forsunuzu Çekiç vurur döveriz, keseriz bursunuzu Ankara’nın keçisi, Karaman’ın koyunu Elbet çıkar bir yiğit, bozacak bu oyunu Hacaloğlu |