Cennet kokulu insanlar
Attığın her adım, yürüdüğün her yol;
Seni mutluluğa, huzura götürsün istiyorsan, Kainatta sadece minicik bir zerre olduğunu, Kapladığın yerin mikron kadar bile olmadığını bileceksin. Yani önce haddini bilmeyi öğreneceksin Ve sonrasında; Misafir olduğun, ağırlandığın dünyayı çok iyi tanıyacaksın. Öyle iyi tanıyacaksın ki; Tabiatı inceden inceden, en derinden hissedeceksin. Yetmez... Tabiat da sendeki güzelliği görecek, Bir ormanda yürürken kuşlar senin için şarkılar söyleyecek, Ağaçlar rüzgarı bahane edip yapraklarıyla seni selamlayacak. Arkadaşım dediğin insana emek vereceksin. Öyle emek vereceksin ki; Karşına çıkacak engeller Ölünceye dek Arkadaşlığını sonlandırmaya yetmeyecek. Sevdalandım dediğin insanı, yüreğine sığdıracaksın. Öyle sığdıracaksın ki; Ölüm meleği bile Onu senden çekip almaya korkacak. Hülâsa... Her şey önce haddini bilmekle başlayacak. Sonra tüm kainata hissettireceğin, Saygı, sevgi ve hoşgörüyle yavaş yavaş tükenecek hayatın. İnsan olma yolculuğun tamamlanacak birgün. Herkes mutlu, sen de mutlu; O zaman durma lütfen yürü bu yolu. Sarıl hayata, hayat da sana sarılsın... Sarıl insana, insan da sana sarılsın... Birgün göçüp gideceğin ama hala içinde yaşadığın bu dünya ve; Sonrasında ölüp diriltileceğimiz şu bilinmez diyar; İnsan doğup, insanca yaşayıp, insanca terkidiyar eden, Cennet kokulu güzel insanlarla dolsun. Cahit Fıkırkoca 10.11.2022, Ankara |