İstanbul CoğrafyasındaAnadolu’nun yorgun yollarına uzanan; asfalttan taşa, taştan toprak patikalara, tarlalardan dağlara evrilen. Kirpiklerimden sızan Güneşi, Ay’a, nasıl da silkeler Doğudan gelen yağız rüzgarlar. Zeytinler asılır kulaklarımın memelerinden, deli deli küpeli.. taaki Ege’nin mavisi plaj terlikleri ile gelip, çekip alana kadar.. Koynumda asi, hırçın çırpınır, çıkamaz aşamaz dökemez sularını, söker alır koca okyanusu.. Karadeniz’in yem yeşil topraklarından taşan, türkü yürekli güzel kızlar.. Hoş, burnumun direği dokuz şiddetinde sarsılır turunç giller bunlar, tüm akrabaları.. O da ne, Akdenizin yaylalarından akın akın inenler, bölük bölük yörükler, heybelerini yükler, neşelerini de katar giderler.. Soframa çökmüş gacilar calgi çengi pekde sarhoş, masanın ortasın da Ra(c)k/ı’n roll alkış alkış silip süpürüler Trakyalı romanlar.. Tüm bu ütopya fazlasıyla, başı da sonu da İstanbul coğrafyasında..! |