KÖYÜM
KÖYÜM
Köyümün adı; Yeşil yeşil, Kızları oynar, şıkır da, şıkır, Delikanları, Sevdiğini görünce, yan bakar, yan, Kızlar da, önüne bakar, Yan bakana, Hiç acımaz, takar mı, takar, Söyleyin. Var mı, böyle bir köy? Gençler, post değil, Burma, Hilal, hilal bıyıklı, Bazıları yumurta topuklu, Eğik külahlı, Geçmişine, çok bağlı, Gelecekten umutlu. O, İhtiyarlar var ya, Gençlerden daha bir yakışıklı, Köyün en şeytanı, Şeytan Amad’ı En cicisi de, cici Süleyman’ı En çalışkanı, yakışıklısı Bayramşal dayısı, Çok eski, muhtarlardan, Goca Süleyman’ı, Söyleyin; Böyle bir köy var mı? İlk savcısı, Sümüklü, Hoca efendi yanlısı, Belki sucu yok, Çıban başı olmuş abisi, Çok yazık etti, çok, Kendisi gibi, onu da yaktı abisi, Şimdi ceza evin de, kendisi, Dostun, Gerçek’in Kısa zaman da, öğrencisi, Öğretmeni, Hiç üzülmedi doğrusu. Söyleyin, Var mı, hiç böyle bir köy? Kaçar abisi, kaçar, Diyar, diyar kendisi, Yazık ettiler, yazık, Kendi kendisini, Hem de çevresini, Birde köyün, Köyün patronu da, oğlusu, Çok iyi mi, iyi, Biraz kötü ve köpekli, Birazcık da çatlak, şairi, Çekinmez, korkmaz, Gerektiğinde yazar, Yerli yerinde, her sözü, İçindedir gayrı ateşi, közü, Söyleyin. Var mı, böyle bir köy? Önünden akar, ilke çayı. Kışın deli, yazın kuru, Destan dile, köprüsü, Ozanı var, Garip Çoban, Dertlilere derman, Şarap değil, Kana kana içer, çayı, ayran, Söyleyin. Var mı, böyle bir köy? Kazanır ekmeğini, alın teri, Büyümüştür gayrı çocukları, Olmuştur, Harman yeri, harman yeri, Görmüyor çoktan beri, En uzun adamı, Uzun Ali, En kısa adamı, Durmuş Ali, Yokmuş be kaderleri, Biri uzun, diğeri cüce kalmış gayrı, Köyün ilk öğretmeni, Ahmet Nuri öğretmeni, Çalışan öretmenler, Bırakmıştır, güzel güzel öğreti, Unutulmazı da, Erdal Memiş, öğretmeni, Candan sevecendi kendisi, Söyleyin. Var mı, böyle bir köy? Efesi, Efsane, deli Nuruş Efesi, Hiç unutulmaz, Tarihe geçmiştir, Eski Muhtarı, Hep kalmıştır eski muhtarı, Dostun Gerçek’in babası, İlk mühendisi, Hoca Ali, Durmuş’un kardeşi, Dostun Gerçek’in Can, kan kardeşi, Ama, Birazcık da, Hoca Efendi yanlısı, Olsun sever kendisini, Köyün yakışıklısı, efendisi, Cemil’i Cemil’i, Söyleyin. Var mı, böyle bir köy? Düğün yeri, bayram yeri, Köy yeri, harman yeri, Hocaların, hocası, Saygılı, güler yüzlü, efendi mi efendi, Rahmetli, Hasan Aktay’ı Dostun Gerçek’in, abisi, Rahmetli olmuştur kendisi, Doğaldır suyu, taşı, yaşı, Çetin geçer kışı, yazı, Kızların çekilmez de nazı, Hepsinin yerindedir, gözü, kaşı, Kavakları uzun, uzun boylu, Kızları, oğlanları, Güzel huylu, selvi de boylu, Söyleyin. Var mı, böyle bir köy? Köye, yunan askerinin, Girmesini önleyen, Zeki, kurnaz, Hasan Kahyası, Dostun Gerçek’in dedesi, dedesi, Hiç görmedi kendisi, Bel ki akıl hocasıdır, saftirik ebesi, Köyün, merasını bekleyen bekçisi, İnanılmaz adam inanılmaz, Musa Amadı, Köyün eşraflarından, Hatip Alisi, Güzel oynar, yanık türkü söyler, Almancı Mehmed’i Köyün patronu, Yorulmak, nedir bilmez, Motor gibi çalışır motor, Nazlım, dayısı, Köye, gelen gidenleri yazar, Sadık Aktay’ ı Köyün vize memuru, Rahmetli olmuştur gayrı, Gür sesli, borazan, Yenilmez pehlivanı, Koca Amat’ı, Rakiplerini yere sererdi gayrı, Fakat, yılanı görünce, Ta dağlara kadar kaçar kendisi, Söyleyin. Var mı, böyle bir köy? Dostun Gerçek; Yoksa çocukluğunu, Köyünü’ mü özledin? İlanların yapıldığı, cuma sonrası, Köyün Nasrettin Hocası, Seyit Ali, Ahmet hocası, En ak adamı, Akbaş amcası, Yüzde doksan dokuzu, Dokuzlu dayısı, Birde Şakir dedesi, Merkebini hiç mi hiç, bırakmaz, En iyi arkadaşı, sırdaşı, Cebinde ceviz eksik olmaz, gayrı, Çocukları hep sevindirir kendisi, Ova, mermezeri ovası, Yayla, Yayladağı, çeşnalı yaylası, Önemli olayların konuşulduğu, Köy odası, Çelik, çomak oynadığımız, Taş okul binası, Söyleyin. Var mı, böyle bir köy? Meşhurdur, alageriş tarlası, Dostun Gerçek’in, özel yaylası, En eski bakkalı, Kara Mehmet, Çocukların gözdesi, gözdesi, Bir yumurtaya, on halkalı şeker, Ne tatlı olurdu ama, ne, Helva gibi erirdi, ağızda, En güzel, sela veren, Hacı Kadiri, Söyleyin. Var mı, böyle bir köy? Düğünde oynanır, Selendi’nin, Sarı, sarı, saman havası, Kızlara kına yakılıp, ağlatılır, Üç gün, kazan kaynatılır, Düğünlerde, bayrak çekilir, bayrak Seymene katılmayana da, yuh çekilir, yuh, Çekilir martin, bum, bum atılır, Sürüye, sırayla kezek çekilir, Söyleyin. Var mı, böyle bir köy? Yaşlıların, hatırı sayılır, Kızları, kadınları yolda geri çekilir, Askere gidenler, duayla salınır, Gidilir, yaşlının gönlü, duası alınır, Tek, tek, günü sayılır, Genç kızlar, Sevdiği gelince düşer bayılır, bayılır, Söyleyin. Hiç var mı, böyle bir köy? Genç kızlara, Ne güzel, yakışır şalvar, Sevdiğini görünce de, Değişir ritmi, Sağa, sola durmadan sallar, savurur, Var mı, hiç böyle bir köy? Yolları var kıvrım, kıvrım ince, Çık dağlara, çıkabilirsen nice, İnsanı taş gibi, taş, Yalın ayak, başı kabak, Dayanır her güce, işe, Ekmeğini yapar hep, Taş fırında, Unutulmuyor tadı da damakta işte, Söyleyin. Böyle bir köy, var mı hiç? Dostlar, can dostlar, Göçtüğüm, göçtüğüm zamanda, Köyüme, Yeşilköy’ üme, Anamın, anamın, babamın, Yakınına, çok yakınına, Bağrını, bağrına, Gül kokulu, bağrına gömün beni, Sakın ola, sakın, Unutmayın, kırmızı kırmızı, Mis kokulu, kırmızı, sarı gülün dikenini, Evet, İsterdi, isterdi, Çok daha güzel, yazmak sterdi, Kalemi, dili bu kadar, yetmedi, Kusura kalmayın, emi, Hoşça kalın der gayrı, Dostlar; Geçmişini önemsemeyenin Geleceği, her daim eğreti olur. Huzur ile. |
*** KÖYÜM ** şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı, içtenlikle KUTLUYORUM...