MAVİLİĞİNE DOYAMADIĞIM..!
MAVİLİĞİNE DOYAMADIĞIM..!
Gördüğüm bir görselin, beni çağırdığı zaman diliminde, Adına ulaşmanın hazzıydı ilk başlangıç. Unutulmaya yüz tutmuş bir metnin, tozlu raflarda, yer almasını beklediğim o an. Üflediğin o toz bulutunun raflardan uçmasıyla, başlayan bir zamana uzanacak yolculuğa Merhaba. Merhaba dediğinde bölüneceğini beklediğim ama tamamlanmaya yüz tutan bir selamlamaya döndü. Adım adım varlığına bürünen harflerin kelimeyle, kümelenmesine kadar uzanan bir yol göründü. Ve çıplak ayaklarımla güneşin yakıcılığının, ziftti erittiği yolların, yürüyüşünde buldum kendimi. Verdiğin huzurun, mutlulukla taçlandırdığı o söyleyişler içimdeki sevinci çoğalttı. Ahh be ADAM..! kimdik ne olduk anlamadığım yolculukta tutunduğum sen. İşittiğim o sesinin ritmi, afallattı beni. Çıkmaz sandığım sokaklarım, huzura tırmandı. Patikalarım düzlüğüne vardı. Ünsüz harflerin, cümleler kurdu varlığınla, Lütfen Sorma artık bana içimdeki düğümleri, Hüzün olsun istemiyorum gönlümde hiçbir kıvılcım. Veda cümlesi lügatından uzak dursun. Ben de yarım kalan hissi, seninle çoğalttım. Ben de eksik olan her neyse, sen de buldum. Ah be ADAM..! Öyle bakma bana, gülüşünde asılı kaldım. Maviliğinde kendimi buldum. Öyle susma bana, sesinde titredim ben. Öyle uzak durma bana, nefesim kokunla dolsun. Bak dinle beni, Be ADAM..! Yaban yerlerde, yabancılaştığım duraklarda seni görme hazzı, aklıma sevgi konduruyor. Gönlüme huzur. Bilesin ki İlmik ilmik sendeyim ben artık ADAM..! Benim olan tekliğim değil, sen de bulduğum çoklardır. Evet, Sen var ya ADAM..! İçimde atan ruhun biricik adısın. EVET, EVET ADAM..! Sen, benim en güzel PUSULAMSIN. |