15 Temmuz Şehitler Destanı Tekmili BİRDEN son Versiyon15 Temmuz Şehitler Destanı Tekmili son Versiyon İçindekiler BİRİNCİ .BÖLÜM 1. KISIM A-Giriş B -Bu gece C-Meydanlar D-Sesler E-Tek başına bir ordu 2. KISIM A-Gözü kara bir millet B-Bu millet ne milletmiş be C-Bu millet D-Var bir şey Allah’ım bu millette 3.KISIM A- Hain B-İhanet kol geziyor C-Vatan hainine yazılmıştır D- Hain mermiler E- İhanetin zehirli okları F-Büyük İhanet G-Hain plan İKİNCİ BÖLÜM 1. KISIM A- Vız gelirsiniz bize B- B-Şairim ben C- Güzel günler bizi bekliyor D- Büyük Halk Direnişi 2. KISIM , A-Ömer Halisdemir B-Erol ve Abdullah Olçak C- Şehit Hakan Gülşen D- Şehit Mustafa Arcu E- Şehit Umutcan Kılıç F- Erzurumlu Dadaş Oğuzhan Yaşar’ın hikâyesi G- Şehit Muhammet Yalçın ve Babası H- Üç büyük adam üç kahraman İ- Şehit Yusuf Çelik J-Şehit Muzaffer Aydoğdu K-Şehit Yasin Yılmaz L-Şehit Yıldız Gürsoy 3. KISIM A-Gazi İbrahim 15 TEMMUZ ŞEHİTLER DESTANI (bismillahirrahmanirrahim) BİRİNCİ BÖLÜM (Meşum Gece) 1.KISIM A GİRİŞ Bu destan gözü kara kahramanların destanıdır Bu destan alnı ak yüzü pak Gönlü en duru sular gibi berrak En coşkun ırmaklar gibi taşkın En gür kaynaklar gibi bereketli Bir milletin destanıdır Bu destan ayın altında Yayan yapıldak Bir başına Korkusuz Yürüyerek Silah yok Üstte yok başta yok Günün yorgunluğunu üstlerinden atmadan atamadan Bir lokma ekmek atmadan kursaklarına Yürekleri alev püsküren volkanlar gibi kükreyerek Ölüme gözlerini kırpmadan gidenlerin destanıdır bu destan İnançlarının şimşek gibi yol gösteren ışığıyla yürüyen Gözlerinde korkudan endişeden en ufak iz en ufak bir emare olmadan Vatanın tehlikede olduğu bu günde En ufak bir tereddüt geçirmeden uykuyu kendine haram edenlerin destanıdır Bu destan vatana kasteden hainleri yok etmeden Geri dönmemeye kararlı insanların destanıdır Bu destan yalın ayak başıkabak Bir kuru ekmek için yola düşenlerin destanı değil Amma en az onlar kadar şerefli En az onlar kadar kutsal bir davanın yolcularının destanıdır Bu destan dağ bayır demeden yola düşen gece gündüz yürüyen Yürüdükçe yolların ayakları altında dürüldüğü kahramanların destanıdır Bu destan geceleri yıldızlara bakarak Gündüzleri kızgın güneş altında Hedeflerine yılmadan usanmadan gidenlerin destanıdır Bu destan karanlıklar içinde Ayın doğmasını müjde gibi bekleyenlerin destanıdır Bu destan kadın erkek çoluk çocuk demeden Vatanı için milleti için dini için Ölmeye can atanların destanıdır Bu destan İnançları uğruna sıcak yataklarını yavuklularını terk ederek Ölümle vuslata koşanların destanıdır Bu destan tarihte benzeri görülmemiş kahramanlıkların destanıdır B BU GECE Bu gece ay doğacak dediler bir başka Bu gece ay bambaşka olacak Yıldızlar kıyamet gibi bol ve bereketli Gece bir başka gece olacak Hainlerin kökü kazınacak bu gece İhanetin beli kırılacak İhanet bir daha doğrultamayacak bedenini Bu gece ihanetin sonu olacak Bu gece ay bambaşka olacak Yıldızlar kıyamet gibi bol ve bereketli Gece bir başka gece olacak Bu gece ay doğacak bir daha batmamak üzere Gökyüzü baştanbaşa şehrayin olacak Gökyüzü baştanbaşa yıldızlarla dolup taşacak Bu gece kutlu gece olacak Bu gece bambaşka olacak Dünyamız ışıklarla dolacak Bu gece ay doğacak dediler bir başka Bu gece ay bambaşka olacak Yıldızlar kıyamet gibi bol ve bereketli Gece bir başka gece olacak Yürüyorlar hainlerin üstüne Yürüyorlar Vatan Millet aşkına Yürüyorlar Allah Allah diyerek Yürüyorlar hainlerin üstüne Yürüdüler aşkla sevkle yürüdüler Gül bahcesine girercesine Ercesine yürüdüler Kadın olduklarına bakmadan Korkmadan ölümde Korkmadan hiç bir şeyden Yanlarına almayarak İmanlarından başka Hiç bir silah hiç bir pusat kuşanmadan Yürüdüler hep bir ağızdan söylemişçesine Yürüdüler Tek yürek tek bilek tek vücut olmuşçasına Hazırlamış sırt çantasını Geliyor uzaklardan tek başına bir ordu gibi İnanmışlığın aşkıyla yayan yapıldak Yiğitlikte yiğit bir kadın kahraman Erlikte erlerden ileri Ölüme gidiyor gözünü kırpmadan Vatan için millet için din için Dev gibi bir cengâver Yürüdükçe büyüyor dağ gibi dağlar gibi Yollar dürülüyor ayaklarının altında Büyüyor yürüdükçe büyük bir aşkla Çoğala çoğala gidiyor sanki art arda sıradağlar yürüyor Yiğit kadın Safiye Dilinde Hz Hüseyin’in şehadet şarkıları Yanında tüm erenler var sanki Zerrece korku taşımadan yüreğinde Ölümden korkmadan aldırmadan ölüme Meydan okuyarak bütün tehlikelere Atılıyor yollara atılıyor yollara C MEYDANLAR Meydanlar doluyor meydanlar taşıyor Allah Allah nidaları sel olup coşuyor Meydanlar inliyor tekbir sesleriyle Gökyüzünde yıldızlar insanlar kadar Yıldızlar insanlara bakar insanlar yıldızlara İnsanlar burda benziyor yıldızlara yıldızlar insanlara Bulutlar kıskanıyor bu üstün varlıkları Bu üstün insanları alkışlıyor kainat Kainat kutluyor bu kahramanları Dağlar şölen yapıyor taşar şölen yapıyor Yürüyorlar hainlerin üstüne Yürüyorlar Vatan Millet aşkına Yürüyorlar Allah Allah diyerek Yürüyorlar hainlerin D SESLER Sesler yükseliyor yerlerden Sesler yükseliyor göklere Yerlerde yankılanıyor Allah Allah sesleri Göklerde yankılanıyor Allah Allah sesleri Dualar karışıyor aminlere Aminlerle çalkalanıyor her yer Tekbir sesleri karışıyor gök gürültülerine Her yerde ihanet kol geziyor İhanetin sesi korkak İhanetin sesi çirkef İhanetin sesi zehirli Bu engereğin başını ezmeli Bu engereğin başını ezmeli D TEK BAŞINA BİR ORDU Hazırlamış sırt çantasını Geliyor uzaklardan tek başına bir ordu gibi İnanmışlığın aşkıyla yayan yapıldak Yiğitlikte yiğit bir kadın kahraman Erlikte erlerden ileri Ölüme gidiyor gözünü kırpmadan Vatan için millet için din için Dev gibi bir cengâver Yürüdükçe büyüyor dağ gibi dağlar gibi Yollar dürülüyor ayaklarının altında Büyüyor yürüdükçe büyük bir aşkla Çoğala çoğala gidiyor sanki art arda sıradağlar yürüyor Yiğit kadın Safiye Dilinde Hz Hüseyin’in şehadet şarkıları Yanında tüm erenler var sanki Zerrece korku taşımadan yüreğinde Ölümden korkmadan aldırmadan ölüme Meydan okuyarak bütün tehlikelere Atılıyor yollara atılıyor yollara BİRİNCİ BÖLÜM 2. KISIM (Müslüman Türk Milleti) A GÖZÜ KARA MİLLET Ne gözü karaymışsın sen ey büyük millet Adın Safiye Ayşe Fatma Hatice Meryem Nene Hatunların, Kara Fatmaların torunu Kadınları erkeklerinden kahraman Tek başına çıkıyorlar yollara Canını siper ederek tanklara toplara uçaklara İnandığı dava uğruna Millet uğruna vatan uğruna vatan uğruna Gözünü kırpmadan can verecek Ölümü ta baştan göze almış Sanki kadın değil bir erkek Nice erkeklerden daha erkek Nice yiğitlerden daha yiğit Daha gözü pek daha kahraman Adı Safiye Ayşe Fatma Hatice Meryem Bunlar Nene Hatunları torunları Fara Fatmaların Ey kahraman kadın ey kahraman erkek Ey yiğit oğlu yiğit ey kahraman oğlu kahraman Sana feda olsun her şey Feda olsun bu can Sen canandan daha can candan daha canansın Sen bize Rahmandan bir armağansın Ey erlerden daha er olan kadın Erkelerden daha erkek olan can Yiğitlikte en ileri kahramanlardan daha kahraman Ey korkusuz cengâver Ey canını bu vatan için feda eden kahraman Ne büyüksün sen ne büyüksün ne büyük Senin büyüklüğün sığmaz kelimeler cümlelere betiklere Vatan uğruna millet uğruna düştün sokaklara caddelere Ardında bırakarak evi barkı Demeyerek viran olası hanede evlad-u iyal var Evlad-u iyali terk ederek Vatan uğruna millet uğruna din uğruna Özenle hazırlayarak sırt çantanı çıktın yola Ölüme meydan okuyarak çıktın yola Haydi uğurlar olsun haydin uğurlar ola Haydi uğurlar olsun haydin uğurlar ola B BU MİLLET NE MİLLETMİŞ BE Bu millet ne milletmiş be Yıllarca uyumuş bir dev gibi Sonunda zamanı gelmiş de Silkinip uyanmış bir dev gibi Meydan okumuş düşmanlarına Bu millet ne milletmiş be Dudak bükmüş yıllarca Kendisini küçümseyenlere Bak işte zamanı gelince Kükremiş koskoca bir dev gibi Bu millet ne milletmiş be Gülüp geçmiş kendisini Aptal yerine koyanlara Günü gelince göstermiş onlara Ne kadar akıllı olduğunu Bu millet ne milletmiş be Tam yıkıldı yok oldu derken Sahip çıkmış istiklaline Sahip çıkmış özgürlüğüne Bu millet ne milletmiş be Hasta adam yaftasını yemişken Öldü ölecek denilip parsellenirken Uyanarak ölüm uykusunda Doğrulup dirilmiş yeniden Bu millet ne milletmiş be Altın tarihini yeniden yazmak için Kalkmış düştüğü yerden Ve şahlanmış olduğu yerde Kimsenin beklemediği bir anda aniden Bu millet ne milletmiş be Yitirmemiş hiçbir şey azminden Kaybetmemiş hiçbir şey değerlerinden Hep ilk zamanki gibi sarılı verdi birden Kendisini yüce yapan mukaddeslerine C BU MİLLET Tankların önünde duruyor bu millet Etten duvar örüyor bu millet Liderinin önünde duruyor bu millet Etten duvar örüyor bu millet O akşam aniden şimşekler çakıyordu Yıldırımlar yağıyordu saki göklerden Yıldırımlar kin kusuyor alev saçıyor ölüm saçıyor Kahraman Türk Milleti yıldırımlarla savaşıyor Cirmine cürmüne bakmadan Eline top tüfek almadan Silahsız ve pusatsız Yalnızca bedenini koyarak ortaya Yel değirmenlerine saldıran Don Kişot gibi İşin sonunun nereye varacağını düşünmeden Göze alarak ölümü Şehadet şerbetini içmek istercesine Cennet bahçelerini görüyor gibi Yılmıyor saldırıyor Mermilere siper ediyor göğsünü Korumak için Vatanını milletini dinini Ama asla vazgeçmiyorAtılan mermiler sağır ediyor kulakları Mermi ve top sesleri birbirine karışıyor Açılan ateşler aydınlık ediyor karanlıkları Kahraman Türk Milleti sökün ediyor karanlıklardan Seçiyor düşmanı mermi ışıklarıyla Koşuyor saldırıyor yılmıyor İçin için yanıyor vatan aşkıyla Bağırıyor çağırıyor yalvarıyor ısrar ediyor ikaz ediyor Fayda yok Tankın önüne atıyor kendini üstüne çıkıyor Mermilere siper ediyor bedenini İçinde bir ateş yanıyor Söndüremiyor içinde yanan bu ateşi Biliyor ki vatan güvende olmadan bu ateş sönmeyecek Gerekirse bu yolda ölecek ama asla geri dönmeyecek Kurşunlara bombalara meydan okuyor ama yılmıyor asla Biliyor ki vazgeçse geri dönse bu vatan bölünecek Şimdi kendisi ölmese çocukları ölecek Gün görmeyecek bir daha bu aziz vatan Emperyalistlere peşkeş çekilecek Ezanlar susacak mabetler yıkılacak Saracak bu ülkeyi küfrün karanlığı Bir daha bu ülkede güneş asla görünmeyecek Zulüm hüküm ferma olacak adalet yok olacak O günden sonra kimse helal lokma yemeyecek Vuruluyor düşüyor düşeni kaldırıyor geri durmuyor asla Ölümü görüyor öleceğini biliyor ama yılmıyor hiçbir zaman Korkmuyor korkuyu bir an bile geçirmiyor aklından Meydan okuyor uçaklara helikopterlere tanklara toplara Hainleri püskürtmek için canhıraş bir çaba gösteriyor Din için vatan için millet için D VAR BİR ŞEY ALLAHIM VAR BU MİLLETTE ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ Bir işaretle uykuyu haram ediyor kendine Koşuyor soluk soluğa sokaklara caddelere ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ Gece demeden gündüz demeden Aşkla atılıyor caddelere meydanlara ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ Millet uğruna vatan uğruna din uğruna Gözünü kırpmadan koşuyor şehit olmaya ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ Bu millet ne milletmiş be dedirtircesine Aşkla coşkuyla vecdle koşuyor ölüme ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ Yıllardır kendisini küçümseyenlerle Alay edercesine eğlenircesine Koşuyor peygamberinin müjdesine ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ Diyordu Şair -Ben miydim yoksa- Hayretle görüyorum Ben de diyorum ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ Gözünü kırpmadan atıyor kendini Korkunç tankların paletlerine ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ Atılıyor korkusuzca ölümün kollarına Atılırcasına sevgilinin kollarına ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ Siper ediyor kendini topların önüne Feda ediyor kendini milletinin yerine ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ Ölüme gidiyor düğüne gider gibi Canını veriyor milleti için seve seve ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ Bir zorbanın emrinde esir olarak Yaşamak yerine ölümü seçiyor zevkle ‘Var bir şey var Allah’ım bu Millette’ ‘Var bir şey var Allahım bu Millette’ Yeğdir diyor zillet içinde yaşamaktansa Ölmek izzetle şanla şerefle ‘Var bir şey var Allahım bu Millette’ BİRİNCİ BÖLÜM 3.KISIM (İhanet Sayfaları) A HAİN Behey ruhu tencere karası gibi aşağılık adam Senin gibi bir alçak Senin gibi bir yüzkarası Giremez bizim meclisimize Girmeyecek giremeyecek asla Bu aziz vatanda Alnı açık yüzü pak Gezemez Gezemeyecek bundan sonra Göğsümüzü gere gere Bu vatan bizim diyeceğiz Sen ey vatan haini millete kurşun sıkan zavallı Bundan sonra Göğsünü gere gere Bu vatan bizim Diyemeyeceksin Alnı açık yüzü ak Bu vatan toprağında Gezemeyeceksin Değil gezmek Bir gün bile bu vatan havasından Bir soluk alamayacaksın Gebereceksin geberecek Geberemeyeceksin Gebermekten beter olacaksın Ölümden beter bir hayat yaşayacaksın Yaşayamayacaksın bir an bile Huzur bulamayacaksın Çoluğun çocuğun annen baban Hepsi senin yüzünden bu azabı tadacak sürekli Yedi ceddin lanetlenecek ta kıyamete dek Bu lanet sürecek B İHANET KOL GEZİYOR Havada bulut var Hain düşler kol geziyor bulvarda Bu düşleri havada avlamalı Diyor diyor diyorum Düşmanın niyeti kötü Düşman kötü hayaller peşinde Bu düşmanı avlamalı İhanet korkak ihanet sessiz ihanet puslu İhanet düşleri karanlık Hain düşler sessizce ilerliyor İhanet kol geziyor meydanlarda Ayak sesleri yankılanıyor caddelerde hainlerin İhanet kendini gizlenmiyor artık perdelerin arkasında Havada bulut var Hain pusu sessizce ilerliyor sokaklarda Havada bulut var hava puslu Düşman puslu havayı sever derler bunu unutma Su uyur düşman uyumaz derler bunu unutma Düşman pusuda fırsat beklemekte bunu unutma İhanet korku içinde İhanet panik içinde İhanet dehşet içinde Ey vatan evladı ihanete asla geçit verme Ey vatan evladı ihanete asla geçit verme C VATAN HAİNLRİNE YAZILMIŞTIR Hey hey tak kelepçeyi tak Beynindeki paslı kelepçeyi sökene kadar Kalsın o kelepçe bileklerinde Bırak o haini çürüsün zindanlarda Aydınlanır belki o karanlık yüreği Bırak o haini utansın kendinden Eğer kalmışsa bir nebze insanlığından Ve dön sonra ona seslen Behey kendini adam sanan zavallı Behey adam sıfatındaki zavallı Sana hayvan demek hakarettir hayvanata Ne yapıyorsun ne yaptığını sanıyorsun Bırak martaval okumayı bırak Yeter Yeni Cami tıraşı yeter Sen asıl kendi yediği herzeye bak İlahlaştırmışsınız diyorsun o adamı Sakın sen ilahlaştırmayasın lider dediğin hodkâmı O şerefsiz haini o menfur laini Behey zavallı behey ahmak behey bunak Halkın üstüne ateş açıp cennete gitmeyi hayal ediyorsun Halkı korumakla memurken Halkı katlediyorsun sen kendini ne sanıyorsun Görevin vatanı korumakken Sen tutmuş vatanı satıyorsun Behey zavallı adam Sen kendini ne sanıyorsun Sen adanmışsın evet ama Allah’a değil Sen satılmışsın ama Allah’a değil Allah’a taptığını sanıyorsun ama Allah sandığın puta tapıyorsun gece gün Önder sandığın adama tapıyorsun durmadan Onun her dediğini yapıyorsun ya İşte sen tapıyorsun tam da Behey zavallı adam Behey andaval Senin hizmet dediğin tam bir ihanet Behey zavallı adam Behey andaval Senin himmet dediğin tam bir sefalet Behey zavallı adam Behey andaval Sen tam bir sefilsin bunu bil Sen tam bir hainsin bunu bil Senin gideceğin yer cennet değil Senin gideceğin yer tam da cehennem D HAİN MERMİLER Atılan mermiler sağır ediyor kulakları Mermi ve top sesleri birbirine karışıyor Açılan ateşler aydınlık ediyor karanlıkları Kahraman Türk Milleti sökün ediyor karanlıklardan Seçiyor düşmanı mermi ışıklarıyla Koşuyor saldırıyor yılmıyor İçin için yanıyor vatan aşkıyla Bağırıyor çağırıyor yalvarıyor ısrar ediyor ikaz ediyor Fayda yok Tankın önüne atıyor kendini üstüne çıkıyor Mermilere siper ediyor bedenini İçinde bir ateş yanıyor Söndüremiyor içinde yanan bu ateşi Biliyor ki vatan güvende olmadan bu ateş sönmeyecek Gerekirse bu yolda ölecek ama asla geri dönmeyecek Kurşunlara bombalara meydan okuyor ama yılmıyor asla Biliyor ki vazgeçse geri dönse bu vatan bölünecek Şimdi kendisi ölmese çocukları ölecek Gün görmeyecek bir daha bu aziz vatan Emperyalistlere peşkeş çekilecek Ezanlar susacak mabetler yıkılacak Saracak bu ülkeyi küfrün karanlığı Bir daha bu ülkede güneş asla görünmeyecek Zulüm hükümferma olacak adalet yok olacak O günden sonra kimse helal lokma yemeyecek Vuruluyor düşüyor düşeni kaldırıyor geri durmuyor asla Ölümü görüyor öleceğini biliyor ama yılmıyor hiçbir zaman Korkmuyor korkuyu bir an bile geçirmiyor aklından Meydan okuyor uçaklara helikopterlere tanklara toplara Hainleri püskürtmek için canhıraş bir çaba gösteriyor Din için vatan için millet için E İHANETİN ZEHİRLİ OKLARI Göğsüm taş gibi ağır Nah şuramda diyorum Vatanına kastedenlerin Hainlerin menfur emellerinin Ateşi taş gibi oturdu yüreğime Bu yüzden attım kedimi paletlerin altına Göğsüm taş gibi ağır Atılan toplar yaktı yüreğimi O meşum gece bu yüzden Attım bedenimi mermilerin üstüne Mermiler toplar bana vız geldi Çelikten yüreğime bir şey yapamaz onlar Ama ihanetin okları delip geçti yüreğimi Yüreğim kanlar içinde Yüreği acılar içinde Göğsüm taş gibi ağır Bağır yüreğim bağır bağır bağır Bunca ihaneti kaldırmaz kaldıramaz bu yürek Onun için bu kadar ağır Siper ettim canımı bu zehirli ihanet oklarına Saplandı yüreğime ihanetin keskin okları çıkmıyor Yaram bu yüzden ağır Çekip çıkarıyorum yüreğinden bu zehirli okları İşim zor işim ağır Göğsüm taş gibi ağır Öldüremez öldüremeyecek beni tankları topları ihanetin Ben bu ihaneti sinemde boğacağım Kovacağım alçakları vatanımdan kovacağım Bu şeytanın uşaklarını kovalayacağım Dünyanın öbür yanına Güzel günler gelecek yine Kalbim güzellikler için çarpıyor daha şimdiden Aydınlık ve huzur dolu olacak günlerimiz Ne mutlu bize F BÜYÜK İHANET İhanetin boynuzu mu olur Hayır hayır asla Vatanını satmaktır ihanet Şikayet etmektir dünyaya Dost olmaktır düşmanla Düşman olmaktır dostla İhanet en büyük suçtur dünyada Kendine milletine insanlığa Silah çekmektir yok etmek için Tanklarla ezmektir ulusunu Bombalarla yok etmektir Uçaklarla bombalamaktır gökyüzünden Füzelerle vurmaktır meclisini Savaş açmaktır polisine askerine Savaş açmaktır topyekûn milletine İhanet en soysuz iştir Şerefsizdir haindir laindir Lanetlenmiştir ebediyyen Onursuzdur köpektir eblehtir G HAİN PLAN Rüzgar yoruldu Yoruldu koşmaktan yüreği inancın Yürüyor altın şafaklara doğru Sarıyor her tarafı aşkla donanmış iman orduları Koş koş koş Rüyalarımıza gem vuran yarasaların son hücumudur bu Dünyamız yangın yeri Dünyamız kıyamet Kafamıza düşüyor küfrün şarapnel parçaları Küfrün baykuşları sardı etrafı Etrafımız sarılı Düşman saldırıyor kement atıyor Zincire vurmak için hain bir plan peşinde Şeytan var elbet bu işin içinde Zincirlere mahkum etmek istiyor bizi Deccalın orduları Rüzgar kavruldu Kin ve nefret ateşinden Koruyun kendinizi bu zalim kibirden Yak iman meşalesini göklerden Kır bu zalim zinciri Şeytan pusu kurmuş bizi bekliyor Şeytan saltanatını kurmuş Ben Allah’ım diyor Koş yavrum koş vatan elden gidiyor Zaferini ilan etmiş o melun Deccal İşgal etmek için bekliyor Son iman kalesini Beşikte bebekler buna ağlıyor Koş yavrum koş Kana boyayacak bu zalim güruh Masum yavrucakları Görüyorum şimdiden olacakları Durma durma koş koşmak vaktidir İman aşkıyla coşmak vaktidir Durma yılma saldır düşman üstüne Karıştırmadı annen haram helal sütüne Durma saldır üstüne üstüne baykuşların Siper et göğsünü önünde kör kurşunların Kır sana atılmak istenen hain zinciri Kopar boynuna geçirilmek istenen kemendi Beklemekte seni özlem içinde şehadetin altın çemberi Dur bak dolaşıyor etrafta Mavi gözlü tilkiler kurtlar Kuşatıyor kuşatmakta bir akşam kentleri İfrit oynamakta son perdeyi Karatacak gökyüzünde yıldızları aydınlatan geceyi Yağıyor göklerden hain mermiler Ger göğsünü o imanlar yeşermiş Altın varaklarla bezenmiş En güzel yeri Yay önüne zalimin keferenin Bil ki en büyük silahtır Küfre karşı inançlı yüreğin senin Kızıl saçlı o çocuğa de ki sen Yok senin bu ülkede yerin Yok senin gibilerin yeri Geri gitmişsiniz siz ortaçağ karanlığına geri Senin o pörtlek gözlerin İman diye diye İmanı seriyor yere Küfrün bayraktarlığını yapıyor Allah diyerek bir kafire tapıyor Haydi koş haydi koş Çevir bu rüzgarı geriye Varlığından bir eser kalmazsa bile İnancın emanet olacak gelecek nesillere İKİNCİ BÖLÜM (Sertaç) 1. KISIM A VIZ GELİRSİNİZ BİZE Vız gelirsiniz bize vız Vız gelirsiniz bize vız Tanklarınız toplarınız Ölüm kusan F16’larınız Vız gelirsiniz bize vız Vız gelirsiniz bize vız İman dolu göğüslerle Çıkarız biz karşınıza Çünkü biz ölümü Göze alan insanlarız Çünkü biz Allah’tan başka Hiç kimseden korkmayız Vız gelirsiniz bize vız Vız gelirsiniz bize vız Mermileriniz gülleleriniz Vız gelirsiniz bize vız Vız gelirsiniz bize vız Şarapnellerinize açtık göğsümüzü Haydi gelin Haydi gelin Toplarınızla tüfeklerinizle gelin Mitralyözleriniz G3’leriniz Ölüm kusan canavar silahlarınız Vız gelirsiniz bize vız Vız gelirsiniz bize vız Helikopterleriniz ölüm yağdırıyor olsun F16’larınız ölüm yağdırıyor yağdırsın Biz ölüme sevdalandık artık Biz ölüme aşık olduk Ölüm bize aşık Şehadete susadık biz Şehadet bize aşık Vız gelirsiniz bize vız Vız gelirsiniz bize vız Tanklarınız toplarınız Ölüm kusan F16’larınız Mermileriniz kavuşturacak bizi ebedi cennete Silahlarınız kavuşturacak bizi sevdiğimize Yağdırsın mermileriniz göklerden yıldırımlar gibi Ateşlerin kin kusan kan kusan silahlarınızı Şehadet sunsun mitralyözleriniz bize Biz ölüme kucak açmışız Bir şehitliğe susayan erleriz biz Kadınıyla erkeğiyle Allah’a adanmış bir milletiz biz Vız gelirsiniz bize vız Vız gelirsiniz bize vız Tanklarınız toplarınız Ölüm kusan F16’larınız Sinek vızıltısı gelir bize Mermileriniz kurşunlarınız Sizin kurşunlarınızla ölmek şehadettir bize B ŞAİRİM BEN Şairim ben Milletimin sesini duyarım kalbimin derinliklerinde Şairim ben Ülkemin acılarını duyarım ben yüreğimin en derin yerinde Ateşten mısralar dökülür dudaklarımdan Acıları dile getirmek için alırım kalemi elime Yazmasam yanarım Bu ateş beni yakar yaşayamam Ey hain sana sesleniyorum duy beni Yaptıkların yanına kalır mı sandın Yandın ki sen ne yandın İntikamımız acı olacak İntikam almayacağız intikam dinimizde yasak Sana öyle bir şey yapacağız ki Pişman olacaksın dünyaya geldiğine Bunca masumun kanı yerde kalır mı sandın Bunca masumun kanı yerde kalmayacak Nasıl kurşun sıktın kendi milletine Yoksa sen bu milletten değil misin Yoksa sen bu millet içinde gizlenen ermeni Yahudi bilmem ne misin Nedir senin bu millete olan kinin Senin vazifen vatanı düşmana karşı korumak değil mi Yoksa bu millet senin düşmanın mı Sen satılmışın birisin öyleyse Sen satılmış hainin birisin Sen satılmışın hainin birisin Sen kalkmış düşmana gönüllü köpeklik yapıyorsun neden Ne oldu sana kemik mi attı sahibin Sana emanet edilen tanklarla toplarla Milletini öldürüyorsun Sen insan değilsin değil Müslüman Sen bir faniye tapıyorsun Allah’a değil Değil mi ki onun her emrini yapıyorsun Onu kul değil Allah yapıyorsun Sen bu ayıpla nasıl yaşayacaksın Gerçek yüzün görüldü ne yapacaksın Masken düştü artık saklanamazsın Senin yaşaman zillet Yaşarsan bu millet yüzüne tükürecek Yalnız senin değil bütün ailen Seninle birlikte lanetlenecek Sen bunu hak ediyorsun Sen hor ve hakir bir ölümü hak ediyorsun Senin adın yüzyıllarca lanetle anılacak Yaşarsan hayat sana en büyük azap olacak Ölürsen cesedini bu topraklar kabul etmeyecek C GÜZEL GÜNLER BİZİ BEKLİYOR Güzel günler göreceğiz diyordu Nazım Ben de diyorum ki Güzel günler gelecek göreceğiz arkadaşlar Güzel günler bizi bekliyor arkadaşlar Asıl biz göreceğiz o güzel günleri Asıl biz inananlar Allah’a peygamberine ve kadere Asıl biz şehitlik için yarışanlar Asıl biz Allah’ ve Resulü’ne adanmışlar Allah yolunda şehadet şerbetini içmeye susamışlar Güzel günler göreceğiz arkadaşlar Güzel günler bekliyor bizi diyorum size Cennet bahçeleri açılıyor önümüzde Cennet kokuları doluşuyor ciğerlerimize Cennet hürleri karşılıyor bizi tomurcuk meyveli Işıl ışıl yanıyor nurdan bedenleri Güzel günler göreceğiz diyorum size arkadaşlar Güzel günler bekliyor bizi diyorum size Bu güzel millet var oldukça Bu iman bu aşk bizde oldukça Güzel günler doğacak yeniden Bu millet bu topraklar üstünde var oldukça Güzel günler göreceğiz diyorum size arkadaşlar Güzel günler bekliyor bizi diyorum size Güzel günler bizim olacak yeniden Güzel günler bizim olacak biz inananların Ölümden korkmayan bu millet var oldukça yeryüzünde Güzel günler bizim olacak her zaman Vatan için her şeyini feda etmeyi göze alanlar oldukça Güzel günler olacak her zaman bu milletin Güzel günler bizi bekleyecek her zaman Güzel günler bizim olacak arkadaşlar yeniden Güzel günler bizim olacak her zaman arkadaşlar Ömerler Ahmetler var oldukça Var oldukça Safiyeler Ayşeler Vatan için din için millet için ölmeyi göze alanlar var oldukça Güzel günler bizim olacak ey Nazım Güzel günler göreceğiz hep birlikte Güzel günler göreceğiz milletçe Milletin her ferdi Vatan için din için var oldukça Milletin her ferdi Vatan için can vermeye hazır oldukça Güzel günler göreceğiz bekleyin Güzel günler bizi bekliyor arkadaşlar Güzel günler göreceğiz arkadaşlar Güzel günler bekliyor bizi diyorum size Cennet bahçeleri açılıyor önümüzde Cennet kokuları doluşuyor ciğerlerimize Cennet hurileri karşılıyor bizi tomurcuk meyveli Işıl ışıl yanıyor nurdan bedenleri D BÜYÜK HALK DİRENİŞİ Şehir ayakta Genç ihtiyar kadın erkek çoluk çocuk Ayakta durmak istiyor Doğruluyor diz çöktürülen büyük dev Prangalarından kurtuluyor bir bir Zulme karşı ayaklanıyor halk Adam bakıyor uzaklara uzaklara Sanki o bu dünyadan değil Sanki o sıradan bir insan değil Sanki o bir dev Sanki o bizim dünyamızdan biri değil Tanrının gücünü kaşanmış boydan boya Kenti bir adımda aşmak istiyor Kenti işgal etmiş ihanet çetesi Tanklar tutmuş caddeleri Canavar uçaklar sorti yapıyor kentin üstüne Adam hücum ediyor tankların üstüne Ya Allah diyerek Tekbir sesleri yükseliyor caddelerden Adam haklı Haklılığın verdiği güçle saldırıyor tanklara Hiç tereddüt etmeden göğsünü siper ediyor tanklara toplara Korkmadan yılmadan saldırıyor o müthiş canavarlara Haklı olan güçlüdür diyor adam kendi kendine Hak batıla galebe çalacaktır her zaman Adam kendini atıyor canavar tankların önüne Adam siper ediyor kendini ölüm kusan mermilere Ölmüyor vurulmuyor yaralanmıyor Kurşunlar vızıldayarak geçiyor dört bir yanından Vazgeçmiyor geri dönmüyor Geri dönmek kahbeliktir ihanettir diyor milletine vatanına Adam yatıyor kin kusan ölüm kusan tankların altına Adam kendini tanklardan güçlü hissediyor Adam kendini her şeyden güçlü hissediyor Adam haklı Haklılığın gücünü yüreğinde hissediyor Sen atmadın sen atmadın Allah attı ilahi bildirisini hissediyor içinde Adam ilahi kudreti hissediyor yüreğinin derinliklerinde Tanklar ölüm kusuyor caddelere Adam yılmıyor halk yılmıyor kadın yılmıyor çocuklar yılmıyor Gençler yılmıyor ihtiyarlar yılmıyor Tanklar silahlarını ateşliyor halkın üstüne Halk tınmıyor aldırmıyor üstüne gelen mermilere Halk kuşatıyor tankları Halk tankların üstüne yürüyor Halk yeniyor tankları Tankların gücü yok oluyor halkın gücü önünde Tanklar eziliyor halkın paletleri altında Şehir ayakta Halk ayakta Bütün kainat ayakta bu gece vakti Halk ayaklanmış hainlere karşı Halk bir ateş gibi yürüyor düşman üstüne Halk yıldırım gibi saldırıyor ihanet tuzaklarına Şehir ayakta bu gece yarısı Tanklarla boğuşuyor canhıraş bir İKİNCİ BÖLÜM 2. KISIM (Şehitler Meşheri) A ÖMER HALİSDEMİR Ömer Halisdemir Demir yürekli adam Vatan için millet için verdin can Sen ki bu vatanın altın evladısın Düşmana ilk kurşunu atan kahramansın Ömer Halisdemir Demir yürekli adam Vatan için millet için verdin can Hainlerin başını tanıdın bir bakışta Yere serdin leşini altın vuruşla Ömer Halisdemir Demir yürekli adam Vatan için millet için verdin can Hz Ömer gibi dirayetli İmanı çelik gibi kuvvetli Ömer Halisdemir Demir yürekli adam Vatan için millet için verdin can İhaneti sezmede ferasetli Bu çağın yüz akı oldu savleti Ömer Halisdemir Demir gibi adam Vatan için millet için verdin can Halis demirden madeni Milleti kurtarmaktı varoluş nedeni Ömer Halisdemir Demir gibi adam Vatan için millet için verdin can Hz. Ömer misali İsmiyle müsemma bir kahraman Ömer Halisdemir Demir gibi adam Vatan için millet için verdin can Bir kuşunda haini yere seren adam Sana baksın o hain kendini insan sanan Ömer Halisdemir Demir gibi adam Vatan için millet için verdin can Korkusuz gözü pek kahraman Yerin cennet olsun şad olsun ruhun B ŞEHİT EROL VE ABDULLAH OLÇAK Anlatıyordu eşi Nihal Olçak Onlar gittiler ölüme aşkla Erol’un aşkı bir başka Abdullah’ın aşkı bir başka Onlar hürriyete aşık kahramandılar Bu aşkla yaşadılar bu ateşte yandılar Koştular ihanet gecesinde şehitler köprüsüne Ant içmiştiler vatanlarını vermemek için hainlere ölümüne Erol çıktı yola oğlu da beraber Erol ve Abdullah Allah yolunda iki cengaver Sanki baba oğul değil kardeştiler Allah yolunda kardeş oldular birleştiler Koştular cihat için Allah yolunda Can verdiler vatan için millet için din için O varoluş yok oluş savaşı bildi bu mücadelesini Yeni bir kurtuluş savaşı bildi bu darbe hadisesini Vatan meselesi din meselesi iman meselesidir bu Başkası yok yeri gelince bu uğurda can vermelidir Tankların karşısına dikildiler can havliyle Ölüme aşkla gittiler oğluyla birlikte Onlar cephedeyken bu onlara dua ediyordum Yarabbi muzaffer et İslam’ın ordusudur bu diyordum Hainleri kahr et kahhar sıfatınla Koştum yanlarına son kez bakmak için Görmek için son bir kez dünya gözüyle Evlenmiştik onunla 17 yaşındaydım ben Bir hayat geçirdik mutlu ve coşkulu O içi dışı bir iman eriydi İmanla yaşadı ve gitti eşim ve iki gözüm Abdullah’ım imanla Ben Onları gelinliğimle uğurlamak isterdim Bu onun ölüm gecesi değil düğün gecesidir demek isterdim Şimdi Ondan bana kaldı üç çocuğum yadigar Her biri diğerinden değerli birbirinden bahtiyar Onların ruhu şad olsun Vatan sağ olsun vatan sağ olsun sağ olsun şekilde C ŞEHİT HAKAN GÜLŞEN Güller gibi şen bülbüller gibi şen şakrak Krallar gibi azametli aslanlar gibi kuvvetli Adı Hakan soyadı Gülşen Şehitler tahtına kurulmuş Şehitlere hakan olmuş Gül bahçesinin padişahı Ayyıldız sevdalısı Bize kadınlar gibi evde oturmak yaraşmaz diyen Vatanı için dini için savaşmayı ölmeyi göze alan Hakan Adına layık kahraman Geziniyor şimdi kırmızı beyaz elbisesiyle Gül bahçesinde Giyerek bayram elbisesini O ihanet gecesinde Çıkarak karşısına hainlerin Alacağınız bir canım alın diyerek Geçit vermedi o korkak vatan düşmanları hainlere Güller gibi şen bülbüller gibi şen şakrak Krallar gibi azametli aslanlar gibi kuvvetli Adı Hakan soyadı Gülşen Şehitler tahtına kurulmuş Şehitlere hakan olmuş Gül bahçesinin padişahı Ayyıldız sevdalısı giyerek bayramlık elbisesini Bu gece bize bayram düğün diyerek Ölün gecesi bize düğün gecesidir diyerek Biz dedi savaşa gidiyoruz savaşa Kanımız tek kurşunla da akıtılsa Sözümüz var karımıza kızımıza Bu vatanı savunacağız Bırakmayacağız asla hain düşmana Yaraşmaz bize bu toprakları hainlere çiğnetmek yaraşmaz Bu baş bu omuzlar üstünde oldukça Çıktık bu inançla yolla koştuk meydanlara Yürüyoruz yürüyeceğiz düşmanların üstüne Yürüyoruz yürüyeceğiz hainlerin üstüne Gün bu gündür gece bu hece Gece dillerde bir hece Ama bu gece içinde neler var neler Haydi arkadaşlar gecemiz hayırlı olsun Uğurlar olsun uğurlar olsun Hakan yiğit Hakan uğurlu olsun Sana bu yollar helal olsun Gül bahçesi olsun gittiğin yer Son merteben şehitlik olsun Peygamber açsın sana cennet kapılarını Haydi uğurlar olsun haydi uğurlar olsun D ŞEHİT MUSTAFA ARCU Hepimiz öleceğiz bir gün Güneş doğmayacak başımızın üzerinde Yerinde güzeldir her şey yerinde Yeri gelince ölmek de gerek Onursuz yaşamak yerine Vatan için ölünecekse ölmeli zamanı gelince Millet için ölmek gerekse ölmeli Mustafa işte böyle diyordu İşte şimdi vatan için ölmeye gidiyordu Tam da ölmenin sırası diyerek Şehit olmak istiyordu can u gönülden Selalar okunuyordu Bu kimin selası Diyordu Benim selam olmalı benim selam olmalı Ben şehit olmalıyım bu gece Nasip olacaksa bu gece olmalı O gece Kuranlar okundu namazlar kılındı Dualar edildi uzun uzun Geceleyin gündüzün Beş vakit namazdan sonra Mustafa’nın duası başta Şehit olmak üstüneydi Misafirler vardı evde o gece misafirler Misafirler tanrı misafirleri Manada şehidimizi uğurlayanlar Ama ne uğurlayanın haberi vardı ne uğurlananın Nur yağıyordu gökten Haberi yoktu nurlananın Hurmalar yenildi zemzemler içildi Denildi Mübarek olsun haccı Mübarek olsun ey Huccac Mübarek olsun Gidip geldiğiniz mübarek yerler adına mübarek olsun Ziyaret ettiğiniz kutsal beldeler hürmetine mübarek olsun Kutlu Kabe hakkı için mübarek olsun Sefa Merve adına Mübarek olsun Peygamberler şehri kutlu Medine hakkı için mübarek olsun Nurlu Medine hakkı için mübarek olsun Peygamberler şehitler adına mübarek olsun Hamd edildi kalkıldı sofralardan Dualar edildi bekası için vatanın milletin Baba Ayhan Avcu anlattı sonrasını Kaldırırken gelin evin sofrasını Gürültüler geliyordu göklerden Karıştı birden orası Baba Ayhan Avcu Güneydoğu gazisi Anlatıyor o meşum geceyi Eşi ağır epilepsi hastası Vatan tehlikede anladım Top sesleri gelince ağladım Darbeci hainler içimizdeydi İçten içe bizi yemedeydi Askerdeyken fark etmişti bu gizli tehlikeyi Fırsat bekleyen sinsi kahpeyi O kahpe ki sırları düşmana veriyordu Düşmanın bilgisini gizliyordu Ortaktılar terörde teröristlerle Bu gizli düşman devleti kemiriyordu içten içe Bilgi sızdırıyorlardı teröristlere Dost görünen düşman sızmıştı her yere Askerin içindeydiler polisin içindeydiler Halkın içindeydiler devletin içindeydiler İhanet içindeydiler ihanet içindeydiler Onların yüzünden Rahat yüzü görmüyordu millet Güya iyilik peşindeydiler Hizmet içindeydiler Yaptıkları hizmet değil ihanetti Düşmana dostluktu dosta düşmanlıktı Hemen aradım oğlumu ne yapıyorsun dedim Vatan elden gidiyor sen uyuyorsun dedim Dua ediyorum baba dedi haberim var Dua yetmez dedim zaman dar Sen hem dua et et koş cepheye Hain düşman girmiş ta içeriye Ordunun içi düşman kaynıyormuş Düşman bunu biliyor Zil takıp oynuyormuş Gün bu gündür vatan elden gidiyor Bize durmak yaraşmaz millet kan kaybediyor Oğlum Mustafa dedim Yetmez yalnızca dua Önce cihat gerekir sonra etmeli dua Ki muzaffer kılsın Allah Cihadı emretmedi mi kutsal kitap Kur’an’da Haydi çık yollara koş meydanlara Gerekirse öl ama geri dönme hainler yenilmeden Şehit ol amma dönme geri hainler ölmeden Hem dua etmelisin hem durmalı karşısında tankların Ölmelisin belki de mermisiyle uçakların Mustafa dinledi babasının emrini çıktı yola Helal et hakkını baba dedi hakkını helal et Dedi Bir an olsun tereddüt etmedi Helal olsun oğlum helal olsun Ananın ak sütü gibi helal olsun Çıktı Mustafa evinden koştu yollara Koştu koştu koştu Mustafa imanla aşkla coştu Koştu ateş çemberine Vardı savaş yerine Son hızla vardı işgal edilmiş meydanlara Yollar o eski yollar değil meydanlar o eski meydan Can veriyor yollarda binlerce vatan evladı can Mustafa o eski Mustafa değil sanki bir küheylan Mustafa Anakara yollarında Kollarında can verdi onlarca şehit kollarında Atıyor kendini tanların altına sanki can değil Mustafa can Mustafa Nerde o güzelim vücut nerde kafa Aldırmadı uçaklara tanklara Mustafa vuruldu hain toplarla Mustafa durdu yıkıldı Allah diyerek uzandı toprağa Mustafa helal süt emmiş Mustafa Şehitler ordusu diyor hoş geldin sana Hoş geldin safa geldin Safalar getirdin Mustafa Mustafa Ramazan’da demişti annesine Ramazan mübarek ay anne Günahlarda mağfiret ayıdır anne Şimdi şehit olmak isterdim Başka bir şey değil tek budur derdim Maksadına erdi Mustafa Allah’ına vardı Mustafa Şehit olmayı çok istemişti Mustafa Sonunda maksadına ermişti Mustafa E ŞEHİT UMUTCAN KILIÇ Uzun zaman beklenen misafir Evliliğin amacı ve tatlı meyvesi 8 yıl sonra gelen tek yolcu Mutlucan adı gibi kendisi de mutlu Gelişiyle etmişti hem annesini hem babasını mutlu Aslanlar gibi büyümüştü anne kucağında baba ocağında Kılıç gibi keskindi bakışları ve yüreği gelecekten hep umutlu Mutlucan mutluydu validesi mutlu Sekiz yıl sonra da olsa mutlu etti annesini babasını Sevindirdi çevresini şenlendirdi obasını Baba şimdi sevinçle tutuyordu yasını Kaybetmişti biricik evladını evliliğin meyvasını Şehit olmuştu Mutlucan15 Temmuz Gecesi Benziyordu Al Bayrağa Üzerinde kanlar içindeki elbisesi Mahzun Baba anlatıyordu o geceki macerasını Tutuyordu içine akıtarak gözlerinin yaşını Hüzünlüydü kalbi ama mutlu Oğlu cennete gittiği için umutlu Anlatıyordu Baba Bilal Kılıç Gözyaşlarını akıtarak içine Sönmez bu ateş diyordu gitsem Çin’e Maçin’e Ama ağlamayacağım asla diyordu Oğlum kutlu bir dava için şehit olmuştu O gece Mutlucan TV izliyordu Baba diyordu galiba Boğaziçi’ne teröristler bomba koymuştu Köprünün bir tarafını tanklar tutmuştu Böyle demiş ve sonra uyumuştu Yorgundu o akşam ve üşütmüştü Ben başladım TV izlemeye oğlumun kaldığı yerden Anladım bir darbe kalkışması olduğunu Koştum giyinerek elbisemi çıktım yola Duyarak içimde şairin sesini Haydi yiğit asker çık yola Çık ki vatan kurtula Ne zaman sonra oğlum Mutlucan Uyanmıştı duyarak bomba seslerini Seslenerek uyandırmıştı annesini Anne ben gidiyorum galiba babam tehlikede Babam değilse mutlaka vatan tehlikede Ağladı yol boyunca ‘Babam Babam’ diyerek Annesi aradı oğlum Baban iyi diyerek Dön geri dönmedi Mutlucan Babam iyiyse bile vatan değil diyerek Böyle bir gecede dönmek olmaz Vatan yolunda döneklik vicdana sığmaz Kadınlar gibi evlerde oturup durmak olmaz Ben külliyede idim o da ordaymış Bombalar yağarken altındaymış Şehit olmuş orada Allah diyerek Ben eve döndüm o dönmedi Aradım durdum hiç görünmedi Hastanelere gittim baktım yok Morgda gösterdiler birini Bu benim oğulum olamaz dedim yok yok Şok olmuştum aslında tanınamaz haldeydi İnsanlıktan çıkmış bambaşka bir haldeydi Evet bu benim oğlum dedim neden sonra Oğlum şehit olmuş cennete gitmişti Millet için vatan için din için Kendini feda etmişti Elbisesi alkanlara boyanmıştı Albayrağ’a benzemiş 8yıl sonra gelen misafir Allahtan gelmiş Allah’a gitmişti Demek ki o Allah’ı sevmiş Allah ta onu sevmişti F ERZURUMLU DADAŞ OĞUZHAN YAŞAR’IN HİKÂYESİ , Oğuzhan koştu elinde bayrak Ay yıldızlı Türk Bayrağı Rengini şehitlerin kan renginden almış Gidiyor Rüzgârlar gibi Gidiyor fırtınalar gibi Tek başına bir ordu gibi Uçar gibi gidiyor Dörtnala koşan Arap atları gibi Dürülüyor yollar ayakları altında Ayakları ayak değil kanattı Elindeki bayrak değil kefendi Mübarek Oğuzhan senin benim gibi Sıradan biri değil Hezarfen’di Hezarfen Ahmet Çelebi Kanat takmış Ankara kalesinden atmıştı kendisini Başkent’in semalarında Sanki uçmuyordu Vuslata kanıyordu Yârin kollarında Bu aşkın yollarında Şehadete koşuyordu Coşuyordu git gide Geçtikçe caddelerden sokaklardan Kanatlı atlılar gibi gidiyordu Ankara’nın yollarında Şehadete ermek için yârin kollarında Milletin gözbebeği Aksaray’da aldı soluğu Gökten yağan hain mermilere aldırmadan Eser yoktu içinde zerre kadar korkudan Ölmeyecekti geri dönmeyecekti Savunmadan milletin kalbi olan külliyesini Kurtarmadan ülkesini hainlerin pençesinden Püskürtmeden bu kahpe saldırıyı İçmeyecekti şehadet şerbetini Aksaray’a varmıştı Aksaray bombalanıyordu Bombalar patlıyordu art arda Halk savunuyordu canı bahasına milletin sarayını Koşuyordu Tankların önünü kesiyordu Durmuyordu Sanki ölmeye can atıyordu Tankların üstün çıkıyor Askere aldatıldıklarını anlatıyordu Durmadan dinlenmeden yorulmadan Korkmadan pervasızca atılıyordu tankların üstüne Erzurumlu Dadaş Oğuzhan Yaşar İyi bir dost halis bir dadaş’tı 23 yaşındaydı Aklı da başındaydı Kanı deli deli akan Delikanlı derler ya İşte tam o yaştaydı Kanı deli deli akmaktaydı Gönlü aşkla coşmaktaydı Alır giderdi başını dağlara doğru bazan Bahar günleri yaz günleri Sonbaharı boşlamaz Kışın da geri kalmazdı Dağların çocuğuydu o eskiden beri Ama bir sıkıntı vardı içinde dünden beri Boylu boslu o yağız delikanlı Hızlı yaşıyordu sanki fırtınaydı Askerden yeni gelmişti içi içine sığmıyordu Neden şehadet şerbeti içmedim içemedim diye yazıklanıyordu Ama olmuştu olan Ufacık bir yara bile almadan Güneydoğudaki o bitmek bilmeyen savaştan Dönmüştü Ne şehit ne gazi olmadan İşte bunun için hayıflanıyordu Diyordu Kendi kendine Ne nasipsiz adammışım be Allah sevmiyor beni İyi kulu saymıyor beni Nerde kaldı şehitlik Bir gazilik bile Bana vermedi Eşine dostuna Şikâyet edip duruyordu Erzurumluydu halis dadaştı Nene hatun soyundandı Kahramanlık ruhunda fokur fokur kaynayandı Erzurumlu Dadaş Oğuzhan Yaşar İyi bir dost halis bir dadaş’tı Ankara’ya yerleşmişti askerlik dönüşü İş bulma umuduyla Büyük şehir demişti Çalışana iş vardır orda Hemşerileri çağırmıştı Gel sana İş buluruz burada Dediklerini yapmışlardı O’na da iş bulmuşlardı Asgari ücretti Olsundu Helal olsun az olsundu Zamanla artar demişlerdi Biraz tecrüben olsun Olur dedi Ve geldi Başladı çalışmaya Hem ne çalışmak Sanki savaşıyordu Helal ettirmek için Patrondan aldığı asgari ücreti Erzurumlu Dadaş Oğuzhan Yaşar İyi bir dost halis bir dadaş’tı Güzel bir insan iyi bir vatandaştı İnançlı bir mümin Dini bütün Müslümandı İşi ağır mı ağırdı Asgari ücretli Oğuzhan Yaşar Fazladan çalışır Ücretini alamazdı Bağırdı bağırdı bağırdı Ulan dünya Kimine bağışlarsın kürekle Bize verirsin kürekle Ama buna da şükür Demek kısmetimiz buymuş budur O akşam annesinin kurduğu sofrada Yemeğini yemişti iştahsızca Sofradan kalkmış sırtüstü uzanmıştı çekyatta Haberleri izliyordu Onun tek zevki buydu Akşamı kılmıştı yatsıya az kalmıştı Yatsıyı eda etse uyuyacaktı İçinde bir sıkıntı vardı Bir türlü gitmiyordu Bir türlü bitmiyordu Ne zalim sıkıntıydı bu Anası çay demlemiş Oğuzhan’a ikram etmişti Ana bu her şeyi Oğuzhan’dı Onun için yaşıyor onun için nefes alıyordu İçerken yudum yudum tavşankanı çayını Çay boğazında kaldı Duyunca haberleri TV’den Boğaz köprüsü kesilmiş tanklarla F 16’lar tutmuş Ankara semalarını Kuşatılmış Türk Askerinin kalbi Hemen dank etti kafasına Bu bir darbeydi hem nasıl bir darbe Haince sinsice düşmanca bir darbe Fırladı annesinin bağırışlarına aldırmadan Gün bu gündür dedi gece bu gece Gece dile kolay Dilde iki hece Bu gece her şey belli olacak dedi Ak koyun kara koyun birbirinden ayrılacak Anne dedi ben duramayacağım Bu hainler başımızdan aşağı kurşun yağdırırken Ölüm kusarken hain çete Milletin kalbi Aksaray vurulurken Ben duramam duramam burada Gözüme uyku girmez Aksaray’ı savunacağım Orası bizim kalbimiz Ortaya koymalıyız Varsa yoksa neyimiz Orası düşerse her yer düşer Bu şer güçler kazanmamalı Erzurumlu Dadaş Oğuzhan Yaşar İyi bir dost halis bir dadaş’tı Güzel bir insan iyi bir vatandaştı Dürüsttü çalışkandı gözü pek bir kahramandı Gözünü budaktan sakınmaz bir yiğitti Vakit bu vakittir dedi Zaman bu zaman Haydi, Oğuzhan dedi kendi kendine İş başa düştü Vatan gidiyor elden Vatan elden gidiyorken Karılar gibi evde oturulmaz G ŞEHİT MUHAMMET YALÇIN VE BABASI Türk bayrağı yemin etti Muhammet Yeneceğiz seni ey lanetli adam yeneceğiz İzniyle Allah’ın Ey sapıtmışların Şahı Yapıştı sana milletin ahı Bu ah yapıştı senin alnına Ey yalancıların babası Bu ah seni savuracak Cehennem labirentlerine Aldın ahını mazlumların Bu ah seni kahredecek Düşeceksin gayya kuyularına Lanet sana Lanet boynuna Bir halka gibi yapışacak Hiç çıkmamacasına Bu lanet seni hiç bırakmayacak Gebereceksin Gebertecek seni bizim canhıraş feryadımız Yerin dibine sokacak seni beddualarımız Yemin ettim ben yemin ettik biz milletçe Seni yeneceğiz Canımızla ve kanımızla Karşı duracağız senin toplarına tüfeklerine İmanımızla kar koyacağız entrikalarına İstersen ordularla gel Tanklarla F 16’larla gel İstersen haçlılarla gel Yeneceğiz seni yenileceksin Geberteceğiz seni ey melun gebertileceksin Allah’ın kahhar sıfatıyla kahrolacaksın eninde sonunda Korkmuyoruz senden korkmayacağız asla Tanklarından F 16’larından Haçlı babalarından Biz Allah’a aşığız Ona götürecek şehadete can atarız biz Biz ölüme hazırız ya sen Ey korkak şeytan ey yalancı deccal Korkmuyoruz gasp ettiğin silahlardan Sen bu milletin her şeyini çaldın gasp ettin Amma çalamayacak gasp edemeyeceksin imanını Ey pis yalancı ey korkak düşman Yaptığın zulümden belli Yakında çok yakında Yerin dibine geçeceksin sen Ahlarımız yerin dibine batıracak seni Atacak seni beddualarımız gayya kuyusuna Lanet senin üstüne lanet senin üstüne lanet olsun Adın siklinsin yeryüzünden ebediyen Muhammet Ümmetinin başına gelen En büyük felaketsin sen Böyle dedi Muhammet Yalçın Böyle dedi Ümmet-i Muhammet Dedi ve çıktı yola Ankara Etimesgut hava meydanına Baba Yalçın Oğul Yalçın Külliye yollarına Milletin kalbi olan Aksaray meydanına Savunmak için Cumhurun başkanını Baba Yalçın gitmişti karşılamaya Cumhurun başkanını Esenboğa Havaalanına Yemin etmişti Oğul Yalçın yemin etmişti arkadaşları Yeneceğiz bunları demişlerdi yemin ederek Şehitlik de olsa eninde sonunda Asla böldürmeyeceğiz bu vatanı Bu vatanı onlara bırakmayacağız asla Hainlere yedirmeyeceğiz vatanımızı Asla teslim etmeyeceğiz bu toprakları Atarak bedenlerimiz tankların önüne Feda ederek canlarımız bu uğurda Siper ederek bedenlerimizi Hain mermilere Göğüs gererek bombalara şarapnellere Can vereceğiz Şehadet şerbeti içeceğiz Amma Teslim etmeyeceğiz bu ülkeyi ihanetin kirli ellerine Bırakmayacağız bir karış toprağı bile hainlere Bombalar yağacak mermiler yağacak başımızdan aşağı amma Bırakmayacağız bırakmayacağız bırakmayacağız Bir karış toprağı bile Hain düşmana hain düşmana hain düşmana sana H ÜÇ BÜYÜK ADAM ÜÇ KAHRAMAN Üç cengaver çıktı yola ‘Haydi yiğitlerim uğurlar ola’ ‘Çık ki vatan kurtula’ Vatan elden gidiyor diyerek Hakan Lütfi ve Mehmet Dua et Anne dua et Bize diyerek Şehit olmak için çıktılar yola Gün bu gündür gün bu gün diyerek Artlarında her şeylerini bırakarak ‘Ölmek kaderde var bize ürküntü vermiyor Lakin viran olası hanede evlad-u iyal var’ Demeden Vatan tehlikede vatanı savunacak yiğitler gerek diyerek Viran olası hanede evlad-ı iyal var demeden Dediler Allah Allah sedaları dillerinde Şehitlik arzusu gönüllerinde Ellerinde Albayraklar Ne gam diyorlardı ne gam Mademki vatan Tehlikede Vız gelir bize ölüm vız gelir bize Viran olsun hane vatan kurtulsun Viran olası hanede evladı iyal olsun Ne gam Dillerde tekbir Yürekler hep bir Bir olmuş üç can Allah yolunda bir Vatan aşkı bir din aşkı bir iman bir Hepsinde inanç bir gaye bir amaç bir Hepsi aynı aşkla atıldı yollara Üç cengâver Hakan Lütfi ve Mehmet Gülşen ailesinin gözbebekleri Yaşları geçkin yürekleri genç Hepsinde o gece bir kuvvet bir direnç Her bir sanki en dinç çağında Hiç birinin korkusu yok pervası yok Vatan yolunda ölmek için Azimli kararlı gayretliydiler Çıktılar vatan için yollara Karşı durdular canlarıyla hain düşmana Üç yiğit insan üç kahraman Kol kola yan yana omuz omuza Siper ederek canlarını bedenlerini Hain düşmana hain düşmana Şehit olmak için ant içmiştiler Allah aşkıyla kendilerinden geçmiştiler Üç yiğit insan üç kahraman Yaşları geçkince yürekleri genç Ellerinde Albayrak Yürüyorlar yollara çıkıyorlar meydanlara Din için vatan için iman için Saldırdılar tanklara toplara uçaklara Silahsız bedenleriyle karşı koydular Canlarını verdiler tereddüt etmeden Karşı koydular hain düşmana Şehit olmak için ant içmişti her biri Hakan 43ünde Mehmet 61 Üç kişiydiler yürekleri bir Lütfi peygamber yolcusu Ölüm yaşları bir Can atıyorlardı her biri şehit olmak için Tozu dumana katıyorlardı Gözleri parlıyordu aşk içinde görseniz Ölmedi bunlar ölmedi bunlar dersiniz Hedef oldular hain kurşunlara Ellerinde bayrakları Ellerinde bayrakları Büyüyordular gözlerimizde büyüyordu gözlerinin akları Alkanlara bulandı toynakları Bayrak ve kan karıştı birbirine Bayraklarla yarıştı şehitlerin kanları Her biri Allah diye can verdiler Bu vatana bu toprağa kan verdiler İ ŞEHİT YUSUF ÇELİK Hava kararmıştı Bir demir tepsi gibiydi gökyüzü Gökyüzün düz bir tepsiye benzetti bir besleme Gece bir albastı gibi çökmüştü Bir günahkar yüzü gibi kararmıştı gece Kızgın bakışlı bir despot gibiydi gökyüzü Bu gece bir zindan gibi kasvetli ve loştu Gökyüzü Yusuf’un atıldığı karanlık zindanlar dönmüştü Ama ne gam her karanlığın sonunda aydınlık vardır Bu Fecr-i Kazip’in ömrü kısa yeri dardır Kışın ardı bahar baharın ardı yazdır Her yazdan sonra hazan çöker ortalığa Yazın ardı sonbahardır Karanlık ziyadeleşince doğar aydınlıklar Gecenin ardında sabah vardır Karanlık artınca doğacak güneş Doğan güneşle birlik yepyeni bir dünya kurulacak Fecr-i sadık doğacak fecr-i kazipten sonra Bu yenidünya bizim dünyamız olacak Böyle dedi Yusuf Çelik Hz. Yusuf’un adaşı Adaşı arkadaşı Böyle dedi Yusuf Çelik Çelik gibi iman çelik gibi irade çelik gibi güç kuvvet sahibi Hz. Yusuf gibi güzel Hz Yusuf gibi aydınlık simalı Şehit Yusuf Çelik O gece kendini attı dev gibi tankların önüne Çelik gibi imanıyla yattı demirden canavarın önüne O korkmadı yılmadı kaçmadı Korkak yılgın kaçak hainlerden O korkak yılgın kaçak hainlerin sığındığı demir yığınlarının önünden Yılmadı kaçmadı hainlerin tanklarından topların Korkmadı yılmadı hainlerin mermilerinden kurşunlarından şarapnellerinden Siper etti gövdesini Korkmadan yılmadan O korkak hainlerin arkasına sığındığı tanklara toplara Siper etti gövdesini Korkmadan yılmadan Mermilere kurşunlara şarapnellere Siper etti çelik gibi inancını Mermilere kurşunlara şarapnellere Siper etti çelik gibi inancını O korkak hainlerin arkasına sığındığı tanklara toplara Şimdi o bu dünya zindanından çıkıp kurtuldu Şimdi o kanatlanıp uçtu cennet bahçelerine Hz Yusuf’un arkadaşı adaşı Yusuf’un güzel kızı Diyor annesine Babam bizimle anne Bak şimdi televizyon seyrediyor benimle J ŞEHİT MUZAFFER AYDOĞDU Size bırakmayacağız bu vatanı Bu güzel ülkeyi bırakmayacağız hainlere Bırakmayacağız bu mukaddes vatanı şerefsizlere Bırakmayacağız Bırakmayacağız Bırakmayacağız Şerefsiz Allahsızlara Ant olsun Allah’a Allah’a ant olsun Bu yolda ölüm olsa da varsın olsun Bu yolda ölüm şehadettir bize Şehit olmak hiç ölmemektir bizce Vermeyeceğiz bu yurdu hiç kimseye İndirtmeyeceğiz bu bayrağı göklerden Dindirtmeyeceğiz bu ezan seslerini hiçbir zaman Böyle dedi Mustafa Aydoğdu Vurdu kendini yollara Siper etti bedenini namlulara Dur demek için hain ordulara Dur demek için halkına namlu doğrultmuş tanklara toplara Dur demek için millete ölüm saçan F16’lara Karşı durdu hain tuzaklara tuzak kuranlara Eşi Fatma Aydoğdu anlatıyor Hayat arkadaşım eşim yoldaşım O gece pür telaş geldi eve Yedi yemeğini geçmişti dinlenmeye Ama nerde Telefonlar çalıyor artarda ölüm sirenleri gibi Ya da bana öyle gelmişti Alıp gidecekti bir şeyler Muzaffer’imi Hissetmiştim demiştim Allah’ım koru Hayat arkadaşımı Arkadaşımı yoldaşımı Eşimi güneşimi Tam yapacaktım ki kahvesini çayını Belli ki doldurmuştu gününü ayını Açtı TV’yi gördü hain kalkışmayı köpürdü Ben gidiyorum dedi Ben gidiyorum Allah için savaşmaya namus için din için Fırladı uzadığı kanepeden duyarak yollara çıkma ağrısını Öptü kızını kucakladı Gidiyorum ben dedi korumaya namusumu ırzımı Helal et bana hakkını Hakkını helal et bana Koştu meydanlara şimşek gibi çakarak yıldırımlar gibi coşarak Annesine gitti öptü helalleşti Anne merhamet anıtı anne Gitme dedi oğlum ölürsün Ölürsün topağa gömülürsün Ben bir daha Muzaffer’imi nerde görürüm Anne dedi Muzaffer Ben ölmesem sen ölmesen kim ölecek Yoksa bu vatan elden gidecek Elden gidecek bu vatan Haçlıların pis ayaklarıyla çiğnenecek topraklarımız Amal edilecek ırzımız namusumuz Dininiz imanımız elden gidecek Harimi ismetimize girilecek hunharca Mabetlerimiz tarumar edilecek Anne bak ihanetin silahları susmuyor Anne vatan yanıyor Anne vatan yanıyor Anne vatan yanıyor Durmak zamanı değil ölmek zamanı Durmak zamanı değil ölmek zamanı Göz dikmiş namusumuza namussuzlar Göz dikmiş ırzımıza şerefsizler Göz dikmiş kadınımıza kızımıza bu haysiyet düşmanlar Yok bunların imanları insafları vicdanları Anne eşim kızım sana emanet Önce sana sonra Allah’a emanet Emanet ediyorum Allah’a seni ve onları Hakkını helal et bana helal et hakkını Diyerek koştu yollar çıktı meydanlara Atladı karşısına çıkan ilk hain tankın üstüne Yedi kör kurşunu oldu canından Öldürdü onu düşman kurşunu hem ne düşman İhanet bize en büyük düşman oldu Kendi askerimiz bize düşman oldu Ya Allah diyerek içti şehadet şerbetini Kurtardı ama imanını dinini Kurtardı namusunu ırzını düşman elinden Şimdi kızım soruyor nerde babam diye Diyorum baban şehit oldu o şimdi cennette Meleklere karıştı Baban uçtu gitti cennete O bizi seyrediyor şimdi oran Yaradan aguşunu açtı ona Saçtı rahmetini Sonsuzca Anne babam acıkmıştır yemek verelim ona Kızım onu doyuruyor Allah cennet nimetleriyle Onu Allah rızıklandırıyor rahmetiyle14 K ŞEHİT YASİN YILMAZ 35 yaşında Aklı başında Çalışkan ve gayretli bir insan Genç yaşta olgunlaşan Bir garip adam Bir markette çalışıyordu gündüzleri Evde terzilik yapıyordu geceleri Evin bir köşesi terzi atölyesi On parmağında on marifet Ha gayret Yasin ha gayret Sen bir insanüstü yaratıksın elbet O gece işten eve gelmişti Saat 20.00 sularında uykusuz yorgun Hayat yollarına atmıştı kendini pervasız Telefonu çalmıştı aniden sessiz Telefon seslerine uyanamayan Yasin Uyandı bu gece titremesine Arkadaşıydı arayan Can yoldaşıydı Dostuydu kardaşıydı İyi haber vermiyordu Şaka yapmıyordu Ülke elden gidiyor diyordu Hainler darbeye kalkışmış diyordu Vatan elden gidiyor kalk diyordu Uyan ey şir’i jiyan Uyan ey kükremiş aslan Uyan derin uykulardan Aslana uyumak yaraşmaz Uyanıkken tilkiler kurtlar köpekler Gün uyanış günüdür Vatan elden gidiyor ey aslan yavrusu aslan Uyanıp kalktı aslan yavrusu Yasin fırladı yataktan bir hamlede Silkindi kendine geldi Aldı abdestini kıbleye yöneldi İki rekat namaz kıldı Allah’a yöneldi Dua etti vatan için millet için din için Şehit olmak için vatan uğruna millet uğruna din uğruna Geri dönmemek üzre çıktı yola Ya devlet başa dedi ya kuzgun leşe Böyle cengaverler varken Bize bir şey olmaz Giyerek beyaz gömleğini Ve gökyüzü mavisi pantolonu Açıp kapıyı bulmuştu yolunu Eşi dedi çok yakışıklı oldun Sanki son yolculuğa çıkıyorsun O gece Yasin ölüme koşuyordu Belli ki vuslat yolcusuydu Biliyordu ya dönecek ya dönmeyecekti Öldükten sonra bir daha ölmeyecekti Ölümden başka yol yoktu Ölümden başka yol mu vardı gidilecek Dünyaya gelindi ya sonunda ölünecek Hain bir kurşun boynundan girdi Gördü Yasin en son sevgiliyi Yasin şehit oldu bu gece Şehitlik dilde üç hece Ama şehit olmak için yürek ister Dağ gibi bir iman ve yüce bir dilek ister O gece ANNESİ Yasinlerdeydi O anne sürekli merak içindeydi Soruyordu geline Yasin’den haberi Yasin’den bir haber yok diyordu gelini Aradım telefonla sürekli Telefon çalıyor Ama açılmıyordu Arkadaşlarını aradım en son diyordu Onlar Yasin şehit oldu dediler sana ne mutlu O bir yolculuğa çıktı kutlu mu kutlu L ŞEHİT YILDIZ GÜRSOY NAM-İ DİĞER NENE HATUN Bu ülke nice Nene Hatunlar gördü Bu ülke nice Kara Fatmalar gördü Bu ülke nice Emine Bacılar gördü Üç aylık bebeğini beşikte bırakıp Cepheye koşan Allah aşkıyla coşan Yaşamak için değil ölmek için Savaşmak için şehit olmak için Can atan Nene Hatunlar Kara Fatmalar Emine bacılar gördü bu ülke Daha da görecek Daha ne kahramanlar görecek bu ülke kim bilir Kim bilir ne kahramanlar gelecek yine dünyaya Nene Hatunların beşikte bıraktığı bebekler büyüyecek Çoğalacak ve çıkacak hain düşmanların karşısına İşte Anakaralı Yıldız da bunlardan biriydi İriydi yüreği cesarette erkeklerden ileriydi Kılıkta kadın ruhta erlerden daha er biriydi Nice erkeklerden daha erkekti Allah yolunda Vatan yolunda canını hiçe sayanlardan biriydi O Nene Hatun ki bir zamanlar Duyunca vatanı tehlikede olduğunu Duyunca Moskof kafirinin Kirli postallarıyla Vatan toprağını çiğnediğini Nerdesin ey Türk milleti Çık karşıma dediğini Bırakarak yavrusunu beşikte Durup demişti eşikte Allah bize vatanı emanet etti Seni Allah’ emanet ediyorum ben de O benden daha iyi bakar emanetine Demişti işte ben karşındayım şimdi Elimde kör bir baltayla Doğrayacağım seni ey Moskof kafiri Koşarak cepheden cepheye Nice kelleler aldı kör baltayla Nice kafir kellesi yığdı üst üste Vatan sevgisi imandandır dedi çağdaş nene hatunlar Yıldız hangi soydandır Kahramanlar soyundan besbelli Bundan kelli Nice Nene Hatunlar gelecek Bu vatan toprağında iç ve dış düşmana karşı Bir gülün yaprağında nice yıldızlar belirecek Nice Yıldızlar ölecek Dökecek kanını toprağa Bu vatan toprağından Nice güller boy verecek Şehit kanlarıyla Ezanlar okunsun diye minarelerde Namazlar kılınsın diye mabetlerde Allah’a kulluk edilsin diye Bir olan Allah’ın ismi yücelsin diye Ah dedi düştü Yıldız Bir kurşunla yerlere Allah dedi can verdi bir kurşunla Yıldız Feda etti kendini Vatan için bir Yıldız Gökten yere düştü Hakkı tutup kaldırmak için Yer ile yeksan oldu Zulüm yok olsun diye Bülbüller ötsün diye Bir kuş konsun diye yeşil dallara En genç çağında Hayatının baharında Düştü toprağa Yıldız Girdi toprağa Yıldız Döndü yaprağa Yıldız Bir Yıldız daha kaydı gökyüzünden İndi toprağa Girdi toprağa Döndü yaprağa Yıldız Yıldız Yıldız İKİNCİ BÖLÜM 3. KISIM (Kahraman) GAZİ İBRAHİM İbrahim dağ gibi bir adam Yüreği kavi bileği kavi Belli ki yüreği bileğinden kuvvetli O akşam bir başkaydı halinden belli Bu gece diyordu bir başka gece olacak besbelli İçim içime sığmıyor bu gece Ama ne olacak bilmiyordu Ne zamandır içinden yükselen bir ses onu zorluyordu Gitmek istiyordu İslam’ın küffarla savaştığı cephelerden birine Şehadet arzusuyla kaynıyordu yüreği Ama bu arzusunu bir türlü kuvveden fiile çıkaramıyordu Diyordu kendi kedine Acaba ihtiyaç duyuluyor muydu ona oralarda Ya yük olursam onlara oralarda Bir karar veriyordu bir vaz geçiyordu Şehadet benim de hakkım diyordu Şehadet benim de hakkım Ben de şehit olmalıyım eninde sonunda Olacağım 15 Temmuz akamı geç vakitte Tankların kapattığını gördü Boğaziçi köprüsünü TV ekranlarında Hayret dedi Önce terörden şüphelendi Demek ki İstanbul’u tehdit eden bir bomba yüklü araç istihbaratı var Zaten birkaç gün önceki Haberlerde Fransız büyükelçiliğinin kapatıldığı bildiriliyordu Ama bir az sonra Ankara üstünde F16 ‘ların uçuş yaptığı haberleri geldi Yine kuşkulanmadı Hayırlara gitsin dedi hayırlara gitsin bu gece vakti Bunca uçak hayra alamet değil Ankara semalarında Ardından bir haber Genelkurmay’da hareketlilik var Sonra devam etti haberler Genelkurmay’dan silah sesleri geliyor Ambulanslar bekliyor Genelkurmayın etrafında Polis ve asker yolları kesmiş bekliyor Olağanüstü bir durum var dedi Muhammed Demek ki darbe oluyor Ankara bombalanıyor F16’larla gökten Hemen çıktı yola Bu gece ne olacaksa olacak dedi Bu gece ne yapacaksak yapacağız Biz yapmazsak onlar yapacak Haydi oğlum İbrahim düş yola Bu yolda Allah yardımcın ola Kimseden Yardım beklemeden Yanına hiçbir kimseyi almadan Çıkacaksın yola Haydi yolun açık olsun Haydin uğurlar ola İbrahim çıktı yola Bu gece büyük sınav vereceğiz dedi İbrahim Sınavı kazanırsak ülkeyi kazanacağız Kaybedersek yalnız sınavı değil Kaybedeceğiz ülkeyi Kazanırsak Yine güzel günler göreceğiz bu topraklarda Çocuklarımız da güzel günler görecek İbrahim İbrahim olalı böyle şey görmedi Dünya dünya olalı böyle bir şey görmedi Türk askerini milletine silah doğrultması nasıl bir şeydi İhanetin bu türlüsünü bu ülke tanımadı görmedi Bu ülkenin askeri devlet adamlarını astı Padişahını öldürdü Ama silah çekmedi hiçbir zaman Kendi milletine Savaş açmadı hiçbir zaman Kendi devletine İbrahim dedi Bu ne kahpeliktir Kahpeler yapmaz böyle Bir sigara bile içirmediler bize Yattığı arabanın altında Öfkeyle söyleniyor böyle Ölüm aklından geçmiyor Yaralanmaktan korkmuyor İbrahim Ama sigara içememekten müthiş nefret ediyor İbrahim’in üzerinde İsmail İsmail’in üzerinde meçhul bir kahraman İbrahim söyleniyor böyle Hele bu gece geçsin diyor Hele bu gece bir son bulsun Her şey güzel olacak Yarınlarımız güzel ve aydınlık Ülkemiz hainlerden kurtulacak Ben bol bol sigara tüttüreceğim bu gecenin inadına Etraftan tekbir sesleri geliyor Ya Allah nidaları yükseliyor her bir taraftan Ya Allah Bismillah Allah-u Ekber nidaları Giderek artan bir tonda yükseliyor yükseliyor yükseliyor Kurşun sesleri hiç kesilmiyor Kurşun sesleri karışıyor mermi seslerine İbrahim’in öfkesi hiç dinmiyor Hele diyor Bir ara verse şu zalim mermi vızıltıları Eşşek arısı gibi çınlıyor kulaklarımda Müthiş öfkeleniyorum Sigara içmek için Müthiş öfkeliyim Bir sigara içemediğim için Hele diyor bir bitsin bu mahşer bu kıyamet Sen o zaman İbrahim’i seyret Bunlar bizi yenemezler dedi Çünkü hainler korkaktır Bu milyonlar gibi korkak değil Bu geceyi atlatmalıyız Bu gece en uzun gece ülkemiz için Biz öleceğiz şehit olacağız Ama önemli değil Ama bizim cesetlerimiz Arkamızdaki aslanlara siper olacak Her tarafta şehit cesetleri Ya Rab sanki şehitler mahşeri şehitler meşheri Ahmet Kemal Kayıt Tarihi : 30.7.2017 18:54:00Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir ÖNCEKİ ŞİİRAhmet Kemal ŞiirleriSONRAKİ ŞİİR © Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |