Dert Ehli 'yim
Rüzgarlar esmiyor artık, rüzgâr gülleri durdu
Yağmurlar yağmıyor artık, dereler kurudu Pınarlar da akmıyor artık, yârim kara toprağı sevdi Kara toprağın ne suçu var, kaderim böyle imiş Olanlar oldu, palazlanan umutlarım bir mum gibi ağır ağır söndü Kalmadı Mevlâm ’dan gayrı sevda bana Anam ’dan doğunca, gözlerim ışığa kavuşunca Sıratı müstakime koyuldum usulca Sıratı müstakim oldu, sırat köprüsü bana Sıratı köprüsünün ne suçu var, kaderim böyle imiş Olan olurdu, yangın sevdam bir mum gibi ağır ağır söndü Kalmadı Yaradanım ’dan gayrı umut bana Kul gün olur, kula zul olur; insan kahrı çekilmez olur Varıpta kapıları çalsan, kapılar bir bir yüzüne kapanır Kul kapılarında dertdaş aramam gayrı Dert Ehli ’ne derdi veren Mevlâm Huzura bekler dermân için beni Cahit Fıkırkoca 08.07.2022, Ankara |