UMUTSUZLUK MANZARASI
Güneşimin önünde bulutlar küme küme,
Akşam serinliğinde havanın rengi füme, İnce bir kas ağrısı yokluyor bedenimi, Baharın yorgunluğu yüklenirken üstüme. Martta leylekler gelir, erik çiçek açardı. Baharın sabahına güneş ışık saçardı. Toprak havalanırdı pulluk ile bel ile, Çiçeklerin üstünde kelebekler uçardı. Baharın hayaliyle geçer kış geceleri, Çocuktuk, ezberlerdik bütün bilmeceleri. Kiminin keyfi iyi, kimi aç açık yaşar, Hava soğuk, ev sıcak, sokakta niceleri... Çimenlerin üstünde top peşinde koşardık. Yağmurda ıslanırdık deli dolu yaşardık. Tozları ve gazları kullandık umarsızca, Nihayet atmosferi kirletmeyi başardık. Geniyle oynanmazdı, organikti unumuz; Mevsiminde doğurur ahırda koyunumuz. TV. Yok, internet yok, radyodan dinlenir maç; Sanal değil gerçekti çocuksu oyunumuz. Medeniyet denilen canavarı büyüttük, Geliştik, vahşileştik, zayıf olanı üttük. Herkes kendi kabına sağınca sütlerini, Bölüşmeyi unuttuk, insanlığa kin güttük. Yaşantı hız kazandı insanlar oldu cadı, Tıp gelişti, ilaçla ömürlerde uzadı. Bir tuşla çoluk çocuk, insanlık yok edildi, Sonrada medeniyet denildi bunun adı. Sevgi yok, güven bitmiş insanlar arasında; Kin ve nefret akıyor her gönül yarasında; Zengin-fakir; açla-tok, makas bir hayli açık; Umutsuzluk kol gezer ülke manzarasında. 30.05.2022/Samsun İbrahim COŞAR |
Kaleminiz varolsun üstadım...
Çok güzel özet olmuş ....
Geçmiş ve bugün....özlenir oldu herşey ..
Kime selam versek diye düşünür olduk
Saygılarımla kalınız