ŞURA-I HEYET.Nerede, halis âlim ulema? Niçin, Darağacında asılılar, Öğretmen, Doçent, Proflar, Sanırsın hepsi filozoflar, Pazarda doğru tartan terazi kalmadı, Çürük ayıklanmadı, dürüstlük mazide kaldı, Edep hayâ namus, lüğattan çıkarıldı, Hilkat insan, suretler perdeli, hepsi domuzlar, Elif ba yasaklandı, Dedem tartaklandı, Kafalara fötr takıldı, beyinler boşaltıldı, Hani düşman denize dökülmüştü! Rizem bombalandı, şalcı bacım asıldı, Maraş’ta başörtüsüne mukaddesatıma kirli eller uzandı Burası artık Türklerin değil, Çıkar peçeni diyen bir ermeniydi, Bir halk ayaklandı, Düşman yıldı kaçtı, sütçü imam destanlaştı, İçimize kirli eller nasıl girdi? Kimin itleri kimin piçleriydi? Tarih ibretlik vesika, Meclisimde bir tabela, Ayet asılıydı,’işlerini istişare ile yürütürler’ Şura, Ali şükrü beye infaz, meclise darbe, gidilen inkılâba, Kim hain kim kahraman, Sorun!! toprak altında yatana, Yeniden Şura, sarmalı yurdumun dört yanını, İstişare danışma ile yürütülmeli tüm işler, Liyakat esas alınmalı, heyetler kurulmalı, Partisiz, çıkarsız, lekesiz, Vatan Millet sevdalı, Tüzüğünde, yaşı olgun idraki açık ve gönül adamı, Her sokaktan bir temsilci, Mahalle başkanını seçmeli, Mahalle, İlinde bir lider, il ise ‘Şura-ı heyet’i’ önder, Örnek ve Emanet ehli olmalı, tüm temsilciler, Bir araya gelmeli, Yetim yolda kalmışlar gözetilmeli, Haksıza karşı demir yumruk, Mazluma çelikten gövde, Böyle olmalı, Şura, emrediyor Kur-an’da bize Hüda, Görüldü perde arkası bir ‘Rüya’ Vasiyetim olsun evladıma Şura-ı heyet Şiiri, Bekler vazife görev, Kolay değil Cenneti kazanmak, Salih amel ister,infak ister,Son söz gözleri Tevhit ile kapatmak. |