TRAMPLENİN UCU
İdam sehpası gibi
yaşamın doruğunda kurulu tramplenin ucundayım; son kez bakıyorum dünyaya ve kendimi boşluğa bırakıyorum... Hey karalar, hey denizler azgın dalgalar tsunamiler mağmadan püsküren lâvlar neler neler ben düşünceye kadar altım üstüm sağım solum, önüm arkam ağacın dallarında gece binlerce kızmemesi* ayva, turunç, nar binlerce güneş kavun, karpuz, bostan tarlası su kabağı, bal kabağı acurlar, hıyarlar ve hıyar oğlu hıyarlar, bu kadar güzelken dünya nasıl cana kıyarlar?! Güzelliğin diyeti sayıyorum bunca zulmü çileyi, çektiğim işkenceyi sanki insan çile çekmeye gelir dünyaya ağlamak için bakar denize güneşe aya yakamozlara yıldızlara ve sayıklayıp adını rüyâ gibi masal gibi binbir gece kızlara... Ey Tanrım; yaşamın doruğundan saldım işte kendimi boşluğa ne zaman alırsın kollarına ve düşürürsün bir daha yaratıp dünyamı yeniden tozlu yollarına ... al o zaman şimdi yanardağları okyanusları sil gözümden denizleri beyaz balinalar yutarcasına suda yüzen yunusları; suda balık kadar hükmü yok ki insanın... Şaban AKTAŞ 26.08.2008 (*)Kızmemesi:Greyfurt adı verilen turunçgil bir meyva. |