YUNUS’LA YUNUSÇA SÖYLEŞMEK
YUNUS’LA YUNUSÇA SÖYLEŞMEK
Gönül semâmın yıldızı, Sitârem, Ucasar’dan çıkıp gitmek tek çârem, “Kalanlara selâm olsun.”, yol, pâyem. Nâçârım, “Gel, gör beni aşk n’eyledi”? Yola revân oldum bir lokma aşa. Zor ulaştım Hünkâr Hacı Bektaş’a. Yâr olmadı gül, hiç bu garip kuşa. Ya nasîp! “Niçin ağlarsın ey bülbül”? Senden ayrılınca Hak’la özleşmek, Kaderde “Sarı Çiçek”le söyleşmek, Tapduk Baba’yla da varmış sözleşmek. Sitârem, “Gönüller yapmaya geldim”. “Od”un yanıyor gönül tandırında. Eğriliğe yer yok, dostun bağında. Hâlin de doğru olsun kelâmın da. Yoksa sîgâya “Molla Kâsım gelir”. Kova kova suyla dağlar aşılır. Hayret makamında sabra şaşılır. İlâhî aşka sıdkla ulaşılır. Tut beni, “Allah sana sundum elim”. Çilehânede taate çekilir, Sirkeyle çavdar ekmeği yenilir, Kırk gün sonra mâsivâdan geçilir, Ey Allah’ım, “Ayırma beni senden”. Kolay mı şiir yazmak, mısra dizmek, Dil bilmek, Türkçeyi imbikten süzmek, Sözlü geleneği, “Dîvân”ı çözmek, Hece, aruz?.. “İlim, ilim bilmektir”. Bilmez mîrim, kimi ne yapsan bilmez. Edep bilmez, hâl bilmez, vicdan bilmez… Her gönül de aşkı Allah’tan bilmez. Gerek yok, "Aşksızlara verme öğüt". Yunus’la söyleşmek için meşk etmek, Yunusça bilmek, Yunusça düşünmek, Hakikat meyvesini dermek gerek. Bu yüzden “Gel, gidelim dosta gönül”. Yunus der, “Mal da yalan mülk de yalan”. Ömrümüz geçiyor, doluyor zaman. Boşuna bu hırs, beyhûde bu yalan. Nevşehrî, “Bu dünya kimseye kalmaz”! Hamiyet Su Kopartan (Nevşehrî) ✍ 20.08.2019 #iyikivarsınedebiyat #edebiyathayattarzıdır |
Yüreginize sağlık...