Sevda Bahçemin Tutsak ÇiçeğiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bazen, kelimelerin anlatamadığını Bır resim anlatır. Susarsın o Sözün bittiği yerdir. Sevda bahçemin tutsak çiçeği Ben seni sende yaşarken, kaybettim Içime hapsettim, Bunca acıyı gizledim Hüzün beni esir alırken Meltemlere sarılıp sarılıp Hüzün denizinde yüzdüm Bu şehri terkedip giderken Gözyaşları içinde Hayatın acımasızlığını kabullenerek Aşk bahçemin gülleri bir bir solarken Herşeye rağmen sevmiştim seni Yaralarımı dağlarken Gökyüzüne bakıp bakıp Sabır diliyordum, kendime Kalbimde sevgi ve aşkı sahiplenen Hüzüne teslim olurken kalbim Içimi döktüğüm günler gözyaşıyla Hiç bir şey değişmemişti bende Senden sonra Huzur bulmadı dünyam Canımı acıtan aşk Beni yaralı bırakırken Şiirler, romanlar yazıyordum Aşkı yaşayan kalbimde Hiçbirşey silinmemisti, senelerdir Yine de gönül koymadım sana Bilmiyorum ki, suçlu benimdir Kabullendim Kalbimin kırıklarını toplayamam diye korkuyordum Efkar bastıkça özlerdim Masamda iki kadeh ve şarabım Hayalinde yaşarken Belki bir gun diyerek yaşıyordum... Adını koyamadığım aşkın hikayesinde..... V.Guldagli Çerkez kızı =============================== NAMIK DEMIR`HOCAMDAN Uzağa atıldık ne oldu bize, En derin acıyla geldik göz göze, İtibar etmiştim verdiğin söze, Yokluğun gönlüme burakıp gittin. |
Sevda bahçemin tutsak çiçeği şiriniz ve üzerindeki kafese hapsedilmiş bir kuş misali kırmızı gülü görünce; Kasım 2015'de kaleme aldığım Güllerin Dili geldi aklıma ve Edebiyat Defterinden bir bölümün kopyalayıp yorum diye yapıştırdım.
Şimdi yorumlamaya kalksam Kırmızı gül bana gönül koyar, sarı gül, küser, lila sitem ederdi.,.
Sanıyorum Güllerin dilini siz de seveceksiniz.
Güllerin Dili
Bu tarafa gelirken bir buket gül koparacak, eli boş gelmeyecektim!
Gülizar’a girince konuşmaya başladı güller!
Kıyamadım kopartmaya…
O önümde durdu ben arkasında poz verdim. Ve gül yerine resmiyle geldim size.(Yazının üstünde resim ve gül)
Biliyorum birçoğunuz lafı uzatma, de ne diyeceksen de diyor. Ve birçok renk varken neden beyazı seçtin diye sabırsızlanıyor.
Mademki güllerin dili var konuşuyor, neden sevginin ve aşkın rengi kırmızı değil diye çıkışanınız bile var.
Nerdeyse gülü dalından kopartmadım diye bir kaşık suda boğacak, gülü kurutacaksınız.
Dost olsanız, ya da dostluğumu isteseydiniz sarı gülle gelirdiniz diyenler de yerden göğe haklı.
Ne deyim?
Böyle acele ederseniz, ilk görüşte aşkı anlatan “Mor ve lila” kızacak size…
Ya zarafetin ve kibarlığın sembolü, mutluluk ve hayranlığın rengi soluk pembeye nasıl hesap vereceksiniz?
Coşkunun, ateşin, cazibenin rengi turuncu güller yakanızdan tutmayacak mı zannediyorsunuz?
Bütün renkler var bahçemde.
Şiir güzeldi Vildan hocam. Bende saçmalama hakkımı kullandım.
Saygılarımla.