AŞKIN HÂLİ
AŞKIN HÂLİ
Özüm yasta, Gözüm yaşta… Bir muma müptelâ, bir damla belâdır bakışım Kışım geçer, yazım biter Anlatamam pervânenin hâlini... Kalem kırıktır. Atamam... Aşktan yadigâr Elem, hıçkırıktır. Ben aykırıyım ey yâr! Haykırırım. Çığlık çığlık isyanımı ılık bir nisyan susturur Hatırlamaksa düşen payıma Ne kin ne nefret ve ne de gurur Leyl ü nehar karşımda Ay gibi, güneş gibi Gözlerin durur Kapatma yüzünü, atma şu düğümü Bu sedâ sana ulaşmaz. Bilmezsin kan gölünde yüzdüğümü Yüzdürüldüğümü hallacın gergin ve keskin yayında Bilmezsin Mecnûn’un günden güne niçin süzüldüğünü… Korkma ey yâr! Sen hiç gördün mü gülün bülbüle döndüğünü? Cânân kalmaktır sana yakışan Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde Akar da insan Bu sevdâ sana bulaşmaz. Sorma ey yâr! Yorma beni… Gerisayım hayatım, hücrelerim kanserli Hükümlüyüm hücrende, ümidim de kederli Bir şişede girdâb Cevâb içre şarâb Rüzgârda mı kabahat, yaprak mı sarhoş kalmıştır? Şâirlik! Ne delilik! İzan dipte, insan ipte… Söz... Loş kalmıştır. Yalan dolan içim Boş kalmıştır. Yazılan varsa asırların kalbine Ancak bir noktadır. Câhiller çoğaltmamıştır henüz Ve süveydâ hâlâ tek noktadır. Kazılan varsa sırların dibine Mezar bir yoktadır. ‘Var’ ki yoktadır. Gözler bende, kirpik sende Aşk bir oktadır. Âh oktadır! Oktadır! Senem GEZEROĞLU |