Bakırı Kokan Toprak
Benim dinim ırkım rengim yaşama felsefem sevgidir
Kırk bir asır bakırı kokan toprak misali gördüğümün üstünü örten yine o saf toprağım Koynumda ne aşklar yeserdi çölün ortasında Ruhumda cellatlar budadı göğün damarlarını Gözlerimde kaç asi kısrak düştü uçurumun dibine Pörsümüş göğsülerimde kaç mülteci çocuk yitirdim Yüreğimdeki aşklarımı sevdalarımı bedenimin toprağına ektim Suyatağına sıgmayan dicleyim çağlaya çağlaya akarım Mezapotamyanın rahmine Fıratın saçılmış tohumlarına parmak uçlarımdan damıtırım aşkın tılsımını Usul usul okşarım nayif buğday filizlerini Beşikler sallarım bir birine hasret botanla cudi arasında Doğmamış bebekler emzirdim bereketli göğüslerimde Feqiye teyranin destan bağladığı kuşların kanadına Dengebejlerin diyardan diyara gezdirdiği agıtlara Dağlı çobanların efsunlu destanlarına Açtım yüregimin kaplarını Kırk bir asır yaşadıklarım içimde birikmiş bir yanar dağ Zulümün elleri bir sabah ansızın derin uykudaki lavlarımı uyandırdı Ruhumun can bulduğu bütün canlıları ve ruh eşimi yaktım Benden geriye kalan Külleri topladım Ellerim yandı ciğerim döküldü Mezapotamyanın topraklarına savurdum Çekin fıratın önündeki dikili kayalıkları Küllerimi savurduğum topraklara can suyu Renğa renk çiçekler acar Arılar sır içinde polen derer Ruhum kanatlarından öper Çeltik tarlalarında reçberlerin alin teri damla damla dökülsün varlığımın coğrafyasına |
Zulümün elleri bir sabah ansızın derin uykudaki lavlarımı uyandırdı
Ruhumun can bulduğu bütün canlıları ve ruh eşimi yaktım
Benden geriye kalan Külleri topladım
Ellerim yandı ciğerim döküldü
Mezapotamyanın topraklarına savurdum
Tebrik ederim
Yüreğine kalemine emeğine sağlık