Dayanın Turnalar - IV -
- I -
Güneşten ışın değil kan huzmeleri süzülür olmuş evrenin eflatuni mor gülü dünyamızın üstüne o kan huzmeleri ki tarafımızdan beslenip fışkırır olmuş ay’ın ve gün’ün üstüne zulmün çakır dikenleri kara çalıları boy atmış kan dikenleri kara yapraklar açmıış nice gonca çiçekler üstüne kahırlanmış kararmış renkleri solmuş da gülmez olmuş güller bunun üstüne kan ölüm ve zulüm damıtılmış doldurulmuş cehennemlik bombaların içine verilmiş kan tiryakisi emperyalin cellatları eline serpilmiş dünya üstüne kurşuni bulutlardan kan süzülür olmuş güller üstüne insanım dünyanın yedi ikliminde kanla kınalanmış kar alıyım küre dolusu zulmün kestiği damarlarımın kurumayan kanıyım tuna fırat boylarında filistin kuytularında beşeriyetin utanç arıyım nice destanlar yazılsa az gelir bunca ölümlü zulüm kalım üstüne II- bahar sancılı dallar gebe insanlık ölü insan kör ebe vurulmuşum ömrümün baharında akmış sevdalı kanım pembe gül olmuş karda karabağ’larda karadağ’larda medeniyetin orta yerinde çiçekler ölü uykusunda * babil bahçesinde halepçede hardal gazında başta tuna fırat tüm dünya bazında bunca zulüm üstüne doğan aya da güne de öpemem ki zulmün kör olası gözlerinden III- turnalar kurşunları bölenlerdir deli sevdayı ölümde derenlerdir ölümü toprağa bırakılmış yeşerecek çiçek çekirdeği görenlerdir dayanın turnalar tunalar dayanın turnalar murat uğruna ölüme gülenlerdir buzulları eritip zulüm dağlarını aşıp katar katar çoğalan dalga dalga böyüyen güvercin yürekli kartal kanatlı deniz dalgalarıdır turnalar dayanın turnalar turnalar dayanın tüketeceğiz leşçil akbabalın nesillerini teşhir edeceğiz geleceğe fosillerini emperyal denen kan oburu canavarın maşa cellatları hep ölüm infazında başta filistin girdabı tüm dünya bazında renkleri gibi kan kokar oldu çiçekler kan çiçeklerini sular oldu kan akan sular kan çiçeklerini emzirir duvakları kan sunalar dünya kararıyor insanlık ölü kendi bağrında dayanın turnalar turnalar dayanın 1V- vurulmuşum tuna boylarında medeniyet denen kanla sulanmış yorgun coğrafyanın orta yerinde vurulmuşum kafkas eteklerinde sızlar yüreğim köroğlu mert sazından vurulmuşum yazda kışta baharda akmış sevdalı kanım pembe gül olmuş karda vurulmuşum beşiğim filistin kuytularında esir tusak kalmışım kendi öz toprağımda devlerin petrole susamış sarkık dudaklarında dünya bahçesi çiçekleri sonsuzluk uykusunda babil asma bağında zalmün hardal gazında kurumuş vicdanlar kan kalmamış damarda umut ve insaf aranmaz olmuş böyük sanılan kan oburu sülük timsah ilkel salyalı ağzlarından danya kararıyor insanlık ölü kendi bağrında silinmiş izi kalmamış zulmün adabında arında emperyal denen petrol acı doymaz canavarın maşa molla cellatları ölüm infazında dünya bazında şimdi sibiryanın doğal gazın dayanılmaz ayazında dayanın turnalar yılmayın sakın dayanın sabah yakın Türk Dünyası Şiiri Antolojisi Mustafa Ertürk Sf : 508 - 517 Türk Dünyası Şiiri Antolojisi Kosova 68 Şiir dizisi 45 Osman Baymak & Canseli Donat |