Gün batımı kalkıyordu,allı turna ovadan
Seher vakti ayrılmıştı,o sıcacık yuvadan
Kanadını süze süze gidiyordu havadan
Yavrulara götürecek kursağında avadan
Kızıllıkta takılmıştım, o turnanın peşine
Akşam olmuş gidecek o yuvasına,eşine
Kızıl gaga ve gözleri çok yakışmış başına
O önce konmuştu gölün toprağına,taşına
Sonra da süzülmüştü, berrak sulu o göle
Göl içinde benziyordu,al yeşilli bir güle
Avcı gördü,orda yüzen güzel allı turnayı
Düşünüyor elbet onu avlayarak vurmayı
Güzelliği düşünmezler,elbet zalim avcılar!
İnce butlu allı turna çekecektir acılar
Avcı vursun beni, dokunmasın turnaya
Çektirmesin acıları yeşil gözlü sunaya
Dünyamızın güzelliği, yeşil başlı turnası
Çalıyordu avcıların ördek sesli zurnası
Acep nerde bu esrarlı turnaların yuvası
Uçar iken onların var,esrarlı bir havası
Bende uçmak istiyorum ona yoldaş olarak
Yüzüyorken sığ sulardan derinlere dalarak