Yol Notlarım
-I-
Her yaşanan an, göçmen kuştur; Dizilir hatıralar sıra sıra Mazinin saydam tellerine. Dumansız alevler dokunur Gamlı, yaslı gönlüme. İçim burulur, yaram sızlar, Hazin hazin bakarım Buğulu otobüsün penceresinden. Bir düştür bu yolculuk Dönüşü olmadan akan. Ya aydınlık dudakta gülüş, Ya habersizce geliş, Ya da kronik kalıştır, Varlık ile yokluk arasında. (19/11/1997, 19:12; Lojman yatakhanesi, Ardahan) (Suluova’nın Sesi Gazetesinde yayınlanmıştır; 28/05/2001, yıl:41, sayı:4209) -II- Yarın kim bilir, nerede, Hangi trenin penceresinden El sallayacağım sizlere? Vagonun perdelerini çekip Kendi kabuğuma çekilince Dalacağım evvele ince ince. Hatıralarda kaldı her şey, Her şey bir hayalmiş, diyeceğim. Batan günün ipine takılıp Gurbet ellere gideceğim. (01/07/1994; Kızılbel) -III- Mekik mekik dalgalar Hüzzam vurur feribotumuza. Işığını kesmiş deniz feneri Kanımda donar hicran duvarı. Akıntıya kürek çekemeden Düştüm çaresizlik kuyusuna. Bir yudum daha içemedim Sevda kokulu kahveden. Hava kararır, saçım ağarır Efkâr tüttürür gece. Sonu gelmez Eskimez şarkılar geçidinin. Kırık plaklar ocağı kalbim Ritmini bulamamış. Hüznüm dürüm dürüm, Arabesk mezedir gurbetime. Anılardan mendil yapıp Doyasıya ağlarım. Sigara külünde yankılanır Yalçın vadilerde hıçkırığım. Peribacaları bile kederlenir Adıma tezat derbeder hâlime. Antik kaya kilislerinin izbesine Çizmek isterim adım adım Gemilere sığmayan gölgemi. Bir avuç tuz basarım Dinmeyen gözyaşlarıma. En acı tütünlerden sararım Birinci derece yaralarıma. Eski dikişler sökülüp Kanama çoğalmasın diye. Yalnızlığı ıslak yorgan gibi İyice çekerim üstüme. Selamımı dahi almaz Dost bildiklerim. Keskin ıslığını çalan fırtına Etekleri, saçakları, saçları değil, Sevdamı, güneşimi savurur. Memleket hasreti ciğerimi kavurur. Yüreğime su serpebilir mi, Erciyes’in doruğundaki karlar? (3. kıtanın yazılış tarihi ve yeri belli değil) -IV- Avcumda olmayınca sıcaklığın; Buza, ayaza, kara, rüzgâra inat Vurdum kendimi yine yollara Günün son soluğu suya düşmeden. Koştururum şerit boyunca Kapıyı çekmek aklıma gelmez. Elimde ufalanır kurumuş güller Çamurlar sıçrar birikintilerden. Mehtap yok, dolunay uzaklarda Sisler sarmış billûr yaylasını Alabora olmuş uçurtmalar. Bulutlar melankoli salkımı Hüzün türküleriyle inler cihan. Güz alevi kuşatmış umut dalını Yalpalar durur mumdan teknem. Sahifelerin, fotoğrafların ardından Dalarım maziye lime lime. Düğümlenir boğazımda Derin hisler, düşünceler. Bir kanadım dert, Bir kanadım aşktır benim. Mazi, dar geliyor Hatıraları gömmeye. Yüreğe gömmek ise Yürek ister be güz-elim… (03/06/1999, 15:10; Ruhi Tingiz Devlet Hastanesi, Amasya) ***** (Sinada Dergisi’nin "Yolculuk" konulu 35. sayısında (İlkbahar 2022) yayınlanmıştır; yıl:9; sayfa:24-25) ***** (Son tashih zamanı: 06/02/2022, 14:07; Kocasinan, Kayseri) |