ERENLER!
ERENLER!
İnsanlar bir acîb, alınır olmuş Lafazanlık kâle, alınır olmuş Gayri memnun tavır, alınır olmuş; Tövbe-i istiğfâr, Yâ Hû erenler! Siyoniste müşfik, müslime garaz Dinimde yok böyle, devâsız maraz Muhabbete olsun, adamda araz; Her gün ve her sefer, Yâ Hû erenler! Kalbe lazım gelir, sebilden dolmak Terk-i Kabil ile, Habilden olmak Erliğin icabı, gönülden olmak; Hakk yoluna nefer, Yâ Hû erenler! Dostça gönlün olsun, aşka dolmasın Gül açsın yüzünde, ebed solmasın Umalım ki yerlerimiz, olmasın; Ahirette hufer, Yâ Hû erenler! Yol odur ki ancak, doğru gidilir Yolcu alâmetle, tefrik edilir İhlâs ile ancak, elde edilir; Cehdimizde zafer, Yâ Hû erenler! Öyle lafın bazen, gelir sırası Lâkin izin vermez, aha şurası Kürkçü dükkânıdır, işte burası; İlâ eyne mefer, Yâ Hû erenler! Amelinden yeğdir, hâlis niyetin Görünsün üstünde, hükmü âyetin Seyri mümkün müdür, o vaziyetin; Taş konulmuş teker, Yâ Hû erenler! Baş üstünde durur, o ağır başlar Bazısı maddeye, dönmeye başlar Hesapsız kitapsız, uzanan başlar; Bazen taşı çeker, Yâ Hû erenler! Cemel kelimesi, bir nezaketti Deve deyip nezaketi yok etti Kapılıp alkışa, mal ilhak etti; İkra’ Kitêb döker, Yâ Hû erenler! Baş dediğin durup, boşa dönerse Yükseldim sananlar, yere inerse; Kalbindeki ışık, çabuk sönerse Nalları da diker, Yâ Hû erenler! Murat Kahraman Murâdî 10.03.2022/İstanbul |
Tebrik ediyorum.
Esen kalın.