BENDE BİLMİYORUM.!
Tarihi ve tarifi lastik ile sorgulanmış,
Çoğu defa zulme uğramış, Kopuncaya kadar çekiştirilen, Sahipsiz kalmış bir "DİL" gibi, Hangi tarafa çekeceğimi bende bilmiyorum.! Sağa vuruyorum, sola vuruyorum, Ama öyle kurcalıyorum, Ama böyle kucaklıyorum, Yeteri kadar iflah olamıyorum.! Ne kürkçü dükkanıymış be sevdiğim; İç dizaynı şeytan tüyünden örülmüş gibi... Çektikçe çekiyor beni... Dönüp dolaşıp, aynı yere geliyorum. Dejavu denen tekrarları, Defalarca yaşarmış gibi! Sorgu sual vermeden evvella... Giden gidiyor mesela.! Hüsranla son bulmuş yaşanmışlıklar gibi, En amansız yolculuklardan, talebimi geri çekiyorum.! Yaşantılar çok değişti sevdiğim; Kafaları kemiren öyle zamanlar ki, Korku ve kaygı salınmış yürekler eşliğinde... Ustalık belgesini alın teriyle hakketmiş, Bedeni yorgunluktan tükenmemiş, Umudu beden taşı gibi sağlam bir çırak misali... En masum vicdanlara seslenmek istiyorum.! Bedenlerin muhtaç olduğu SEVGİYİ; Sürdürülmesi mutlak olan MÜCADELEYİ; Her şeyin sermayesi olan, İNSAN gibi muameleyi, Savunmasız kalmış bir karargah kadar, İlgiye hasret kalmış bir çocuk kadar, Dillere destan olmuş hayatlar kadar, Sonsuza dek yaşasın istiyorum.! Ey Ölüm, Ey Zulüm... Olsun artık, son bir sözüm. Ey vicdan, Ey insan... İstediğin kadar usta da olsan, Mahşere kadar nankörde olsan, Ve ben hala seni düşünüyorum, Ve ben hala seni yazıyorum... Cürmün kadar yakıcı da olsan.! 02.03.2022 FIRAT TEZER / MÜNHASIR... |