DÜZMÜŞÜZSafir, elmas, yakut, gümüş, altını... İnme inmiş kırık bele düzmüşüz. Yiyip şu dünyanın her bir haltını... Düz elifi yamuk dele düzmüşüz. Yemeklere zehir kattıkça hancı… Beklemeyin bitmez dert, keder sancı. Kardeş kardeşine bile yabancı... Hısımlığı yaban el’e düzmüşüz. Yarayı tuz ile sarasın diye ! İnsan insanlığı arasın diye ! Olmayan saçını tarasın diye... Şimşir tarakları kele düzmüşüz. Sarılırken tank, top, silah, bereye... Dememişiz düzen gider nereye. Buyur senin olsun deyip dereye... Güzel duyguları hele düzmüşüz. Öldür diye kılıç verdik sencer’e... Hal bu iken aklımızda tencere. Manzaralı olsun deyip pencere... Kütükten ev yapıp sele düzmüşüz. Bölüşmeden yedik aşlarımızı ! Savaşlara eğdik başlarımızı ! Çatmak nafiledir kaşlarımızı... Delileri çürük tele düzmüşüz. İnsaf küflü, vicdan soluk, dil peltek ! Yalan hana patron olmuş pis çeltek ! Cumali bu işi nasıl düzeltek... ? Samanları esen yele düzmüşüz. Çeltek: çoban yamağı, yardımcı, uşak. |