Herkese kin, öfke saçanlar değil
Kozadan üç güne uçanlar gelsin
Yağmurlu havada kaçanlar değil
Rüzgara göğsünü açanlar gelsin

İçinde zehrini tutanlar değil
Her lafı, her sözü yutanlar değil
Arkadan vuranlar, satanlar değil
Mert olup, hep yüze vuranlar gelsin

Aşk diye şehvete kananlar değil
İsmiyle, cismiyle ananlar değil
Yalnızca bu dünya sananlar değil
Ezelden beridir yananlar gelsin

Zalime diz çöküp, susanlar değil
Çığlığı ruhundan basanlar gelsin
Güzellik görünce kusanlar değil
Abayı, hırkayı asanlar gelsin

Kulağı zengini duyanlar değil
Her şekle bürünüp, uyanlar değil
Sinsice bekleyen yılanlar değil
Aşkından, sevaba kıyanlar gelsin

Bir damla yüzünden sönenler değil
Leyla’ya Mecnun’a gülenler değil
Zor diye yolundan dönenler değil
Aşkının uğruna ölenler gelsin

Sığlıklar içinde yüzenler değil
Derinde inciler dizenler gelsin
Akılla her şeyi çözenler değil
Yürekten sevgiyi süzenler gelsin

Her başa bir çorap örenler değil
Düşkünü dağ bayır sürenler değil
Deryada bir damla görenler değil
Damlada deryayı görenler gelsin...

Şöhretin zırhını giyenler değil
Doymayıp, bıkmadan yiyenler değil
Ben yaptım, ben ettim diyenler değil
Her şeyi Mevla’dan bilenler gelsin

Postunu dünyaya serenler değil
Menzile yayını gerenler gelsin
Şeytana ruhunu verenler değil
Ademin sırrına erenler gelsin...

Erkan Yücel