Oh olsun kıymet bilmeyene
İşte tam şurada otururdu bir şeyler yazar bir şeyler düşünürdü
Ne düşünüyorsun diye sormazdım ona Şimdi ise duvarda asılı duran resmiyle konuşuyorum Şu pencerede durur dışarıyı izlerdi Kimi bekliyorsun diye sormazdım ona Şimdi ise sokak lambası gibi ayak izlerini arıyorum Beni sevdiğini söyler dururdu ben ise susardım Gözlerinde su damlacığı oluşurdu Şimdi ise O sihirli cümleyi duyamıyorum Çocuk gibi mutlu ve bayram şekeri gibi gülümsemesi vardı sıcacık bir güneş gibi ısınırdı kalbim O gülerdi ben susardım Şimdi ise dudaklarım gülmeye yabancı Yüreğinde kocaman bir bahçe vardı ve ben en değerli çiçeğiydim Sevdi, değer verdi, ağladı, acı çekti, vefalıydı Beni kocaman bir ağaca çevirdi Şimdi ise kuru toprağın içinde can çekişiyorum Özledim derdi bir rüzgar olup gelseydim sana derdi Ben zamanın kıymetini bildim şimdi ise onsuz günlerin acısını çekiyorum Körmüşüm meğer içtiğim mutluluğu tükürmüşüm Kalpsizmişim meğer sahip olduğum sevginin kıymetini bilememişim Sağırmışım meğer en güzel sözlere kulağımı tıkamışım Ruhsuz muşum meğer tek yıldıza değil gökyüzündeki yıldızlara aldanmışım Nankördür insan sevildiğimizi anladığımız gün defolup gideriz Değer verdiklerinde bir ceket daha isteriz İhtiyar şair gençliğinde ki çiçeği kaybetti Göz yaşı dökmesi acı çekmesi üzmesin sizi Oh olsun kıymet bilmeyene Feride Açar |