Nemli paslı duvarlar
Paslı demir çerçeveleriyle
Nemli küflü duvarlarıyla Köhne metruk bir yapıda ki İsli duvarlar Eskiye dair neler anlatıyor neler. Gözler canlı perde Suskun dil coşuvermiş Tam bir sessizlik içinde Düşünceler kalemin ucunda Dillendirilmeyenleri yazıyor. Baktığım her yere Güzden kalma bir manzara yansıyor Ağacın döktüğü yaprakları Rüzgar savurup Kırık dökük penceremden içeri salıyor. At ile it izinin bir birine karıştığı zamanda Eski anıları özlemle anıyorum. Bedeli ömürle ödenen keşkelerle Geri gelmeyeceğini bile bile Eskiden dost dendiğinde Sayısı iki elin on parmağını Geçen sayılardaydı Bu zaman ki gibi beş parmağın Sayısında bile değil vefa ve kıymet. Sözüm meclisten dışarı İstemem kem söz girsin içeri Bozuyor artık atılan kemik Güzel olan her şeyi Sözün özü insanlığın katili Çıkarcı nefisler yalanı doğru yapıyor |