CAN BABA'YA...
Can Baba sen demez miydin,
Bugünlerde herkes gitmek istiyor Küçük bir sahil kasabasına, Bir başka ülkeye,dağlara,uzaklara. Ardında her şeyi bırakıp gitmek derdin İş,güç,sorumluluk,çoluk çocuk olmadan gitmek... İşte Can Baba ben yaptım, Ben başardım. Küçük bir sahil kasabasındayım. Saç,sakalda bıraktım en koyusundan, Aynı bir balıkçı gibi. Balıkçı derken sana şundan da bahsetmeden geçmeyeyim. Takalar,tekneler,istiridyeler,midyelerle konuşuyorum artık. Ardımda bıraktıklarım hiç aklıma gelmez oldu., Sessizliğin ne güzel sohbeti varmış Can Baba. Ya günün günün tenhasında sahilde yürümek. şişeye bir iki mısra karalayıp denize atmak, Sonra okunur belki diye ümit etmek. Geçende martılarla sohbet ettim. Ekmek ısmarladım hatta onlara. Onlarda bana özgürlüğü anlattılar Can Baba, Maviliğin içinde kaybolduklarını gördüğümde anladım Özgürlük buymuş dedim. Geçende bir de kız çocuğu gördüm. O da benim martılara paylaştığım gibi denizle paylaşıyordu Eline geçen midye kabuklarını. Ondan olanı ona veriyordu. Güneş sarısı saçlarına,denizin mavisi gözlerine vurmuştu. Attıkça atıyordu yorulmadan,bıkmadan Bense onu seyrediyordum. Hep aklımdan geçmez miydi hep bir kız çocuğum olsun Ah saçları altın sarısı,gözleri deniz mavisi küçük inci. İçimi çektim CAn Baba, Özendim annesine babasına Ah... Can Baba gel bu akşam kuralım çilingir soframızı Gitmek güzelmiş Can Baba haklımışsın. Ben şu an küçük bir sahil kasabasında, Çiligir soframızı kurdum seni bekliyorum. Can YÜCEL anısına, |
bir jet pilotunun kıçından fışkıran baharlarla'
can babaya yazmak güzel olmalı
emeğe saygıylaa.