KIRIKHANDAKİ FOTİNOSLULAR !
Eski adı Fotinos yeni adı Kabataş,
Orda birçoğu ile olmuşum ben arkadaş, Arkadaş ne kelime sanki dersin ki kardaş, -Size yazayım ordan güzelim Fotinostan, -Gurbet elde yaşayan vefasız Kırıkhandan. Anlatayım ben size oraya gidenleri, Yazmam da gerekiyor tabiki ölenleri, Orada yaşayanı göç edip gidenleri, -Hepsini çok severim hepsi de beni sever, -Onlarla sohbet etmek elbet hoşuma gider. Alt taraftan yukarı şöyle bir turlayalım, Oradaki herkese biz tek tek uğrayalım, Evlerde kimler vardı,şöyle hatırlayalım, -Kimi öldü, kimi göçtü,kimi orda yaşıyor, -Çok daha isterseniz o da beni aşıyor. Gençağa Ali dayı çok sigara içerdi, Oturmuşum onunla güzel sohbet ederdi, O kısa boylu idi biraz kambur gezerdi, -Büyük oğlu öğretmen,Hüseyin Kırıkhanda, -Küçük oğlu göç etti,o şimdi Ankarada. En alt sıra ortada Muzaffer Meral vardır, Sarışın uzun boylu farklı gezişi vardır, Herkese iğne vurur dişçiliği de vardır, -Oğulları göç etti sanırım İstanbulda, -Hanımıyle yalnızdır,o şimdi Kırıkhanda. Alt sırada en son ev orda Süleyman Aydın, Çiftçilikten emekli yaşıyor şu an Aydın, Çocukları yanında diyorum gözün aydın, -Büyük oğludur Hasan, öğretmenlik yapıyor, -Küçüğü mühendistir,ortanca iş yapıyor. İkinci sıra ilk ev oraya pek gelmemiş, Büyük oğlu Muharrem,o yurt dışına gitmiş, Hüseyin çarşıdadır ev alıp ve yerleşmiş, -Boş kalınca evleri kiraya veriliyor, -Tapanların babası bir fatiha bekliyor. Onun yani başında orada Şaban Aydın, Hiç çocuğu olmamış beklide gözü aydın, Birlikte oturuyor yeyeni Hasan Aydın, -Çocuğun yokluğuna belki içi yanıyor, -Kardeşi Süleymanla hep iç içe yaşıyor. Onun yanı başında amca Hüseyin ER var, Mehmet,Ahmet ve Yaşar adında üç oğlu var, Hepside Kırıkhanda hepsinin de işi var, -Er soyadı bilinmez Şakoğlu biliniyor, -Şimdi oğullarından bir fatiha bekliyor. Üçüncü sıra ilk ev Haşim Akyıldız evi, Taşınmış İstanbul’a satmış o güzel evi, Belki herkes bilemez terzilik ilk görevi, -İstanbulda yaşıyor sakal brakmış maşallah, -Memlekette ev yapmış fazla yaşar inşallah. Onun yanı başında Zekeriya Derya var, Uzun yıllar onunla tarla komşuluğum var, Yahya ile Hüseyin bir de Mehmet oğlu var, -Trabzon’a göçtü Yahya,diğerler Kırıkhanda, -İmamlıktan emekli Sayın Hocam da orda. Sırada Yıldızlar var ana-baba ölmüştür, Mustafa ve kardeşi İstanbul’a göçmüştür, Bu yuva da ne yazık viraneye dönmüştür, -O evde Dursun Ali iz brakmıştı bir zaman, -Öldü gitti rahmetli olmuştur hayli zaman. Bir üst sırada ilk ev,sahibi hiç gelmedi, Satıldı Zenoluya değeri bilinmedi, Aynı köy insanına nedense verilmedi, -Alan olmadı herhal onu kimse bilmiyor, -Parayı fazla veren eve sahip oluyor. Sırada Osman ERSOY,rahmetli öldü erken, Tarladan eve doğru traktör ile gelirken, Issız denilmez eve Kaynanam orda varken, -Tek oğlu vardır Lütfi,o şimdi Kırıkhanda, -Onun mekanı yoktur,Türkiyede her yanda. Sırada var Baloğlu soyadı elbet Zengin, Baba öldü ana sağ adı da Fatma Zengin, Onlar tarla komşumuz gönülleri de zengin, -Bir oğulları vardır onun da adı Yaşar, -Sakat oldu zavallı o Kırıkhanda yaşar. Gelelim Rominaya kocasını tanımam, Büyük oğlu İsmail kardaşımdan ayırmam, Harun karısı Ayşe,arıyorlar unutmam, -Ayşe,İrve va Havva onları da severim, -Bitirdim bu haneyi komşusuna geçelim. Ahmet amca ölmüştür yaşıyor Zelekalı, Küçük oğlu Hasandır büyük oğlu da Ali, İstanbula göçtüler ev ıssızdır herhali, -Büyük ölünce tabi ev ıssız kalır elbet, -Ey gidi Ahmet amca yapardı güzel sohbet. Geçelim Gençaliya ölmüştür Hasan abi, Karısı Buşurlıdur,herkes biliyor tabi, Üç tane oğlu vardır,kızı da vardır tabi, -Yakup ile Mehmet var diğerin bilmiyorum, -Kızlarının ismini ben zaten yazmıyorum. Okulun caddesinde birinci ev sahibi, Rahmetli oldu amca Kibardır ev sahibi, Bu evde çekişme var bilmem kimin ayıbı, -Kibar gitti de geldi şimdi orda yaşıyor, -Muzaffer bildiğini beşliklere yazıyor. Şakoğlu Salim amca Kırıkhan’ı terk etti, Bafrada yaşıyordu öldü ahrete gitti, Karısı var Cafina o Bafraya yerleşti, -Oğulları olmadı kızları vardır Ayşe, -Cafina hayat dolu yüzünden akar neşe. Ey gidi Yusuf amca yıllar önce ölmüştür, İki defa evlendi çok çocuğu olmuştur, Oğlu Süleyman ise çarşıya yerleşmiştur, -Bir karısı ölmüştü ötekisi yaşıyor, -Bundan fazla bilgiler Altuncuyu aşıyor. Cami üstünde ilk ev,Ali Öztürk’ün idi, Abisi Yakup aldı,herhal onlar anlaştı, Seyfettin oğlu idi,orda yalnız o kaldı, -Diğer bütün çocuklar dağılmışlar her yana, -Sanırım hasret herkes virane Kırıkhan’a. Yan tarafa geçince orada Çakıroğlu, O eski muhtarımız,O Ferhat Çakıroğlu, Sanırım üç kızı var,üç tane de var oğlu, -İki oğlu okudu, Adem evde duruyor, -Çakıroğluna selam ,herkes onu seviyor. Onun yanındaki ev orda kaldım kirada, Ev sahibi gelmedi hala yine kirada, Güzel günlerim oldu tam iki yıl orada, -Fotinoslu dostlarla ne güzeldi o günler, -Sanırım o dostlarım Altuncuyu severler. Geçelim yan tarafa o ev Polisin evi, Dursun onun oğludur mühendislik görevi, Rahmetli Muzafferi,Muhammedi bilmeli, -Dört tane kızlarından ikiz iki tanesi, -Mahir da onun oğlu, yaşıyor üç tanesi. Ey gidi İslam amca ölmüş idi yanımda , Yaşar ile Muhammet duruyor İstanbulda, Kırıkhanda kimse yok sanırım ev kirada, -Oraları anlatmak bana hüzün veriyor. -İnanın ki Altuncu o günleri yaşıyor. Geçelim yan tarafa o ev evet Türk’lerin, Oğlu Mehmet orada haberi var sizlerin, Babaya bir fatiha görevidir bizlerin, -Başka kimi var bilmem onu bilenler bilir, -Kızları oğlanları belki vardır kimbilir. Nasıl unuttum bilmem Çakıroğlu Dursunu, Oğlu Samsundan yazdı yazık üzmüşüm onu, Dalkınlığıma geldi değil dünyanın sonu, -Kusura bakmasınlar düzeltmişim hatamı, -Bu dünya meşekkatı şaşırtıyor adamı. Ey gidi Hasan amca Baloğlu derler ona, Oğlu Tufan da öldü,Kur’an okuyun ona, Suat oğlu çarşıda gidin uğrayın Ona, -İki tane kızı var bir tanesi Bahtiye, -Yeni gençler onlardan yaşayana hediye. Onun yanındaki ev kime aitti bilmem, O da Zenolulara satıldı neden bilmem, Sıra ile yazarım herhalde fire vermem, -Bu arada herkese selam gönderiyorum, -İnanın ki sizleri inanın seviyorum. Çıkalım yol üstüne orada var Rahmi Yaz, Altuncu bildiğini şöyle deftere bir yaz, Oğulları var elbet hatırlar isen not yaz, -Aşçılık yaptığını biliyorum ezelden, -Bütün fotinoslular selam size tezelden. Ali Ersoy amcayı unutmam mümkün değil, Severdim rahmetliyi anlatmam mümkün değil, İlyas,Mehmet ve Arif hiçbiri orda değil, -Mehmet bazen orada, İlyas da İstanbulda, -Küçük oğlu da yaşar yuvası İstanbulda. Altmişbeşli yıllarda bakkaldı Aziz Zengin, Büyük oğlu Mustafa, küçük İbrahim Zengin, Her yerde evi vardır gerçekten Aziz zengin, -Mustafa memlekette,İbrahim Kırıkhanda, -Geçelim yan tarafa bakalım kim sırada. Kukoğlu amca öldü,onu hiç unutamam, Oğlu Kemal ordadır,bilmediğimi yazmam, Her kim ne derse desin hiçbir söze ben kızmam, -Kemal Cemal Gürselde şu anda çalışıyor, -Altuncu her haneyi yazmaya çalışıyor. Yıllar önceden öldü Mehmet Ali Canoğlu, Ondan önce de öldü genç yaşta asker oğlu, Sanırım geride var üç tane daha oğlu. -Hepsini biliyordum ne yazık ki unuttum, -Bu kadar bilgileri ancak aklımda tuttum. Ahmet Öztürk amcayı çavuş iken tanıdım, Onun amelesinde genç yaşımda çalıştım, Büyük oğlu Yusufla aynı yerde çalıştım, -İzzet ile İsmail,bir de vardır Hüseyin, -Rahmet olsun amcama, kardeşleri üzmeyin. Onun yanındaki ev, ona kimse gelmedi, Dursun Çelebi aldı,fazla şenlik görmedi, Fotinoslu alınca yabancıya gitmedi, -Altuncu anlatmaya devam edecek yine, -Ayrıldım Kırıkhandan dünyam döndü tersine. Onun yanındaki ev Hacı Ahmet’e ait, Trafik kazası yaptı üç çocuk oldu şehit, Fazla kalmıyor orda artık ev ona ait, -Soyadını unuttum o da her yere gider -Zenginlik başa bela yıl boyu o da gezer. Onun yanı başında Hakkı Albayrak evi, Bir oğlu eniştemiz Payastadır görevi, Yaşlılar öldüğünden kirada herhal evi, -Eniştemiz Mehmettir Bayraktar eniştesi, -İnanın hiç kalmadı Altuncunun neşesi. Mustafa Aydın amca Allah rahmet eylesin, Oğlu Yusuf gezgindir,Rabbim mukım eylesin, Hüseyin Ankarada Allah mutluluk versin, -Bir oğlu İskenderun Ömer de Kırıkhanda, -Anaları da öldü fatiha bekler O da. Çakmaklara aittir ondan sonra olan ev, Sahipleri gelmedi hep kiradadır bu ev, Hak deala diyor ki Yaratanı en çok sev, -Biz yazalım beşlikler sevenlerim okusun, -Şenlenmedikten sonra isteyenler otursun. Mehmet Yıldız amcayı kaybettik yıllar önce, Fabrikatör oğlundan bahsetmek lazım bence, Ölüm geldiği zaman bakmaz ihtiyar gence, -Bahadır büyük oğlu memurdur oralarda, -Niyazi Fabrikatör o şimdi Kırıkhanda. Yanında Ahmet Çakmak O da rahmetlik oldu, Büyük oğlu Feryüzdür karısı yeni öldü, Faruk küçük oğludur bilmiyorum ne oldu, -Ahmet amca kafeka herkes öyle biliyor, -O şimdi ahirette bir fatiha bekliyor. Muhammet Yıldız amca sakallıydı rahmetli, Büyük oğlu Dursundur O şimdi Almanyalı, İbrahim oğlu ise Kırıkhanda herhali, -Severdim kuficayı muhterem bir insandı, -İki sene onunla güzel günler yaşandı. Emin Aydın çok zengin evi var Kırıkhanda, Hiç gelmedi oraya evi her an kirada, Sanırım Muhammet Er daim oturur orda, -Gelmeyenler var tabi evleri viran kaldı, -Altuncu o evlerde yirmiiki ay kaldı. Ey gidi Yakup amca kavalıyla meşhurdu, Şakoğlu derler ama ER soyadı onundu, Üç tane oğlu vardır Abdurrahim büyüktü, -İbrahim Kırıkhanda küçük oğlu Gölcükte, -Allah rahmet eylesin Yakup amca ahrette. Aziz Tabanın evi hiç gelmemiş oraya, Fotinoslu almıştır oturuyor oraya , Mahalledeki evler konulmuştur sıraya, -Kaç hane olduğunu sayınca anlarsınız, -Ayrıca yazacağım onlara bakarsınız. Evi tarlası yoktu sonradan var gelenler, Ev yapıp tarla alıp oraya yerleşenler, 408 Evlerin yanında birleşenler, -Onları da yazayım sizlere bilgi kalsın, -Gelmeyenler onları dilerim örnek alsın. Bunlardan bir tanesi bacanak Adil Kara, Oğlu Osman Bursada okuyor Ali Kara, Bu aile dağılmış inan içimde yara, -Erzurumda okuyor Doktor çıkacak Ali, -Dilerim ileride yeyenim olsun vali. Kukaroğlu namiyle Özdemirler orada, Nihat’ı ben yazayım diğerleri sırada, Bir oğlu oradadır diğer oğlu dışarda, -Her yaz köye gidiyor hanımı yerlilerden, -Uzun boylu Nihat’ın şikayet gözlerinden. Bahri Özdemir orda,sanırım çalışıyor, Ahmet Özdemir ise Antalyada yaşıyor, Oradan ayrılanlar bilmem nere koşuyor, -Bahrinin bir oğlu var o da yaşıyor ayrı, -Fazla bilgi istemen artık anlayın gayrı. Baba,ağabey ölmüş kalmış geride Kibar, Ersoy elbet soyadı bilmem orda ne yapar, Bazen çıkar gurbete bazen evcillik oynar, -Ali ağabeyini genç yaşında kaybetti, -Ayrılmadı oradan elbetteki sabretti. Hacıislamzadeler İstanbula taşındı, Abdullah amca öldü dört oğlu yaşar şimdi, Süleyman,Behzat,Bayar;İstanbuldalar şimdi, -Diğer kardaş İsmail o da herhal orada, -Sıkı durun da bakın şimdi kim var sırada. Sırada var Tabanlar hepside ev yapmıştı, Uzun yıllar orada birlikte yaşamıştı, Onlarda ne yazık ki Kırıkhandan kaçmıştı, -Hasan,Numan Ankara;Mustafa Çaykarada, -Dilerim bu kardeşler yaşarlar bir arada. Orada bir ev yapmış geçmişte Müftü Aslan, Rahmetli oldu şimdi adı İbrahim Aslan, Herkes onu biliyor büyük alimdi Aslan, -Hanımı Yalovada ev yazık ıssız kaldı, -Rahmetlinin sözleri bize hatıra kaldı. Kamil Ayaz var idi çarşıda ev yapmıştı, O şimdi memlekette Kırıkhandan ayrıldı, Büyük oğlu Yusufta Ankaraya taşındı, -Ali Kemal oğludur sanırım Kırıkhanda, -Kamil amca iz braktı bu benim hafızamda. Mustafa Meral benim sevgili ağabeyim, O da Şur eniştesi başka da ne diyeyim, Unuttuklarım olmuş hatamı düzelteyim, -Sevgi onun kızıdır oturur İstanbulda, -Hediye ŞUR kızıdır o şimdi Kırıkhanda. Geç geldi Kırıkhan’a sonra da terkettiler, Hacı Abdullah Yılmaz İstanbul’a gittiler, Oğlu ve torunları beni unutmadiler, -Çok teşekkür ederim onları seviyorum, -Onlar için beşliği buraya ekliyorum. Altuncu sizin için yazdı bu beşlikleri, İnşallah memnun eder bu arada sizleri, Tek dileğim var sizden unutmayın bizleri, -Bütün Fotinoslular sizleri seviyorum, -Gölcükte kapım açık sizleri bekliyorum. 04.04.2007 Muzaffer ALTUNCU -Gölcük- |