Günahkâr
Günahkârım;
Nedâmet diz boyundan firarda; Boğaza demir attı.. Rengine boyandı deniz günahlarımın. Tövbekârım,korkuyla ümîdin tahtarevallisinde. Gözlerim çağlayandır: Bîzâr ve kararsız, En kuytu köşelerinde gecelerin. Sevda romanlarından kalan aşklara bigane, Beni,"ben"diye dinleyip,"ben"diye anlattı gönlüm; En nadide orkidesine. Tüm zamanların Leyla’sına. "Gel ey Leyla"; Günahlarımı da sevaplarımı da döktüm ellerine, Alışveriş yapmaya tövbeliyim artık. Al beni,bindir artık "Nuh’un Gemisi"ne. Gönlünde kurduğun şehrin En ücrâ ve en alâkasız sokağında, En alâkasız bir romanın son cümlesine nokta koyar gibi. Gönül kabesine inciler ekerek önce; Zebercet devşiren sarraf, Taşların arasındaki Yâkût gibi Bakışlar arasından doğasın sadrımda, Bir ulu çınar yeşersin diye kuru toprağımdan. Tövbekârım, Milyon kerre milyon |