15. BİR MEZAR
BİR MEZAR
"Ziyâretten murad, duâ’dır... Bugün bana ise, yarın sanadır!..." Yazıyordu bir eski mezar taşında... Sanki diyordu bunu bana, Oradaki ölü, bir mezar başında... Şâhid oluyordu o taş, o mezara... Kim bilir, ne görüyordu o ölü, berzahta... Duâ diliyordu o mevta, o mezarda, O ise, kendine bile duâ etmedin sen, bu dünyâ’da... Ayrıca mezar diyorsun da, Ne demek mezar, biliyor musun hâ? Mezar, ziyaret edilen mekândır, anlamı arapçadan... Hem diriden ve ölüden, Hem küçükten ve büyükten, Hem erkekten ve dişiden, Hem fakirden ve dahî, zenginden... Yâni, herkesden ... Ey güzel canım!... Zannetme ki, ziyâret etmedinse hiç kabristanı, Görmeyeceksin o öz vatanını?... Kurtaracakmısın sandın?... O anı... İster istemez, kabre gireceksin!... Maksat ise, oraya ne ile gideceksin?... Şimdi bir bak hâline... Ne var elinde, gönlünde?... Bakmazlar orada, parana mülküne... Bakarlar ancak, ameline ve kalbine!... Bak ne diyor Kur’an’da yüce Allah!... Yâ eyyühe’llezîne âmenu’t-tekullah, Ve’l-tenzur nefsun mâ kaddemet ligadin, Ve’t-tekullah...[1] Ey iman edenler!... İttikâ edin Rabbinizden... Bir bakın ne hazırlamışsınız yarın için, bugünden!... Ey gâfil aymaz, paraya doymaz!... Her işte kurnaz, ama hocayı duymaz... Bir türlü akıllanmaz, çünkü umursamaz... Ne kılar namaz, ne dinler vaaz... Hem utanmaz, hem de vurdum duymaz... Ey beynamaz!... Yapma naz, sonra olursun papaz!... Yap duâ ve niyaz, illâ bulursun imtiyaz... Sanma kendini dokunulmaz... Gelir Azrâil, olursun bembeyaz... Şimdi fırsat elde iken ve can tende... Tövbe et yüce Rabbine!... Duâ et hem nefsine!... Hem dahî nesline... Bir de bu fakir kardeşine... Duâ et ki, Rabbin versin rahmetinden, Ecdâdına ve âile-i efrâdina, cümleten... Lâ ilâhe illallah, dâima dilinde olsun... Ve dahi, son sözün... Muhammedun resûlullah olsun, Kalbinde aşk közün... Es-Selam ile selamet bulasın... Dünyâ’da... Er-Rahman ile rahmet bulasın... Ukbâ’da... Âmin, vesselam.... (5 Ekim 2020) .... [1] Sûre-i Haşr, 59/18. |