SEDAT UMRANŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şair ve yazar, çevirmen (D. 1926, İstanbul – Ö. 2013, İstanbul). 20.-21. Yüzyıl Türk şairlerinin en önemli isimlerindendir.
Erenköy 38. İlkokulu, Kadıköy 1. Ortaokulu, Haydarpaşa Lisesi (1942), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü (1948) mezunu. 1951 yılında Merkez Bankasının İstanbul Şubesinde başlayan memurluk yaşamını 1955’ten itibaren Maliye Enstitüsünde bir yıl daha sürdürdü. 1956 yılından itibaren İzmir’deki çeşitli şirket ve fabrikalarda çevirmen olarak çalışıp emekliye ayrıldı. Emekli olduğu 1974 yılından itibaren hayatını ve çalışmalarını İstanbul’da sürdürdü. Tüm zamanını şiirlerine ve Almancadan yaptığı çevirilere ayırdı. Kültür Üniversitesi’nde şiir dersleri verdi. Rahatsızlığından dolayı 1 Haziran’da, Kartal Sanatçılar Huzurevi’nden alınarak Kayışdağı Darülaceze’deki yoğun bakım bölümüne yatırılan Umran, durumunun gittikçe ağırlaşması üzerine 25 Haziran’da Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne kaldırıldı. 4 Temmuz’da sağlık durumu iyileşen Umran, hastaneden taburcu edilerek yeniden Kayışdağı Darülaceze’ye götürüldü. Ancak Umran, 07 Ağustos 2013 sabahı Darülaceze’de hayatını kaybetti. Umran’ın cenazesi aynı gün ikindi namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki mescitte kılınan cenaze namazının ardından, Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. İlk şiiri 1943’te Yedigün dergisinde yayımlandı. İlk kitabı Meşaleler’de (1949) şiire Ahmet Haşim hayranlığıyla başladığı görülse de bu kitabındaki şiirlerinde ‘nesne şiiri’nin, yani özgün yanının ilk örneklerini verdi. Bir tür eşya sembolizmini geliştirerek, Necatigil’in deyişiyle “eşyanın metafiziğini araştırarak” aynı zamanda trajik ben’in ızdırabını yansıtan bir şair olarak görüldü. Küçük eşyalardan yola çıkarak yaptığı soyutlamalarla ördüğü şiirlerinden oluşan Leke (1970) adlı kitabıyla tanındı. Edebiyat çevrelerinde ‘eşyanın şairi’ olarak anıldı. Bir süre ‘Yedigün Şairleri’ arasında anılan Umran, çok sayıda dergide yazdı. Aynı ay birkaç dergide birden ürün verdiği sık sık görüldü. Çok yazmasına karşılık titiz bir şair olmayı korudu. Şiir ve çevirilerinin yayımlandığı başlıca dergiler: Yedigün (ilk şiiri, 1943, sayı: 536), Hisar, Beş Sanat, Varlık, Türk Dili, Güney, Yeditepe, Soyut, Büyük Doğu, Diriliş, Türk Edebiyatı, Sözcükler, Sedir, Tan, Gösteri, Gergadan, Mavera, Aylık Dergi, Millî Kültür, Yaba / Öykü. İnceleme yazıları Yeni Devir, Tercüman, Türkiye gazetelerinde yer aldı. Almancadan çevirdiği kitapların büyük bölümü Hind felsefesi ve ruhçuluk üzerinedir. Wilhelm Weischedel’den İnsan Gelişimin Devridaimi adlı çevirisi nedeniyle kendisini 1994 yılı Türkiye Yazarlar Birliği Çeviri verildi. Şiirlerinin bir bölümü ders kitaplarında yer aldı. Sedat Umran İçin Ne Dediler? “Sedat Umran’ın en belirgin yanı bir nesne ozanı oluşudur. Nesne şiirlerinde durağan değil devinimli görüntüler çizmekte; nesnelerde kendisinin ve insanın içdünyasını ortaya çıkarmaktadır. (...) Bilinçaltının kaotik güçlerini kozmik güçlere çeviren bir ozandır. Sedat Umran’ın yeni’yi aradığı ve bulduğu alanlardır bunlar. Özetle tin yapısının yazdırdığı bir şiirdir onunkisi. Ahmet Haşim’le Necip Fazıl’ın bir bileşkesidir Sedat Umran’ın şiirleri. Ama onların el atmadığı konulara el atarak Türk şiirini birkaç adım ileriye götürmüştür.” (Osman Serhat Erkekli) *** “Metafizik: Din kaynaklı bir dünya görüşü yoktur Umran’ın. Tanrıtanımaz bir düzene kafa tutan, negasyonlu bir dil kullanmamıştır, Umran’ın şiirlerinde din ve dini oluşturan imgelerden söz etmek mümkün değildir. İmgeler aracılığıyla bir inanç, bir yaşama biçimi sunmak gibi bir görevi de yoktur Umran’ın. Ne İsmet Özel gibi ‘rahma çağdaş terimler’le yaklaşır, ne de Sezai Karakoç gibi ‘Bütün çiçeklerle donanıp / Bütün insanlarla ölen’, sonuçta ebedî ülkeye yönelen bir ruh hali çizer. Eşya onda gizlidir ve o şairse o gizi açığa çıkarmalıdır. Gizin peşinden gitmek söz konusu değildir. Umran doğanın her gün yeniden doğuşu ve her yeni doğuşta insana yeni bir şeyler verişi karşısında görkemli bir coşku yaşar. ‘Çocuk ve Deniz’ adlı şiir buna verilecek tipik bir örnektir. ‘Çocuklar sırtlarında kurşun işlemez gömleği düşlerin’ diyerek kendi evreninden çıkıp çocuğun evrenine giren Umran, ölüm ile ölümsüzlük arasında bir çıkış bularak bütün yaşananları bir coşkuya çevirir.” (Müslüm Yücel) ESERLERİ: Şiir: Meşaleler (1949), Leke (1970), Gittin Taş Atarak Denizlerime (1990), Kara Işıldak (1993), Parmak Uçlarımdaki Yangın (1995), Sedat Umran’dan Seçmeler (1995), Aynada Gün Doğumu (1995), Akşam Şiirleri (1998), Altın Eşik (1999), Kırık Ayna (aşk şiirlerinden seçmeler, 2000), Sonsuzluk Atı (toplu şiirleri, 2000), Kış Bayramı (2002). Deneme-İnceleme: Şiirde Metafizik Gerçek (1995), Büyük Alman Şairleri (2003). Antoloji: Şaheserler Antolojisi (Hasan Akay ile, 1994), İnsan Gelişiminin Devr-i Daimi (1996), Şaheser Çocuk Şiirleri Antolojisi (Hasan Akay ile, 1995), Ünlü Şairlerin En Güzel Aşk Şiirleri (1999). Çeviri: Epigramlar (Angelus Silesisus’tan, 1972), Hinduizm Nihilananda (1978), Büyük Kurtuluş Suzuki / Zen Budizme Giriş (1980), Zen Yolu / Yayla Okulu Atma Sanatında Zen (Eugen Herriyel’den, 1980), Yeni Sınıf (Djilas’tan, 1982), Roman Kuramı (Lukacs’tan, 1985), Hint Felsefesi (Heinrich Zimmer’den, 1988), Edebiyat ve İhtilal (Jürgen Rahle’dan, 1989), İnsan Gelişimin Devridaimi (Wilhelm Weischedel’den, 1994), Felsefe’nin Küçük Okulu (Karl Jaspers’ten, 1995), 20. Yüzyıl Büyük Alman Şairleri Antolojisi (1995), Diyaloglar (Giardono Bruno’dan, 1997), Aforizmalar (Nietzsche’den, 1999), Almanca Manzum Çevirileriyle Ünlü Türk Şairleri (Almancaya çev, 2003). KAYNAKÇA: Ahmet İnam / Üç Kitap-Leke (Soyut dergisi, Temmuz 1970), Abdullah Ö. Hacıtahiroğlu / Sedat Umran’ın Son Eseri: Leke (Hisar Dergisi, Eylül 1977), İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) - Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2007, 2009) - Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Ünlü Edebiyatçılar (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 4, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Fomous People (2013), Beşir Ayvazoğlu / Bütün Ömrünü Şiire Adayan Adam: Sedat Umran (Defterimde Kırk Sûret, 3. bas., 1999, s. 68-72), Osman Serhat Erkekli / Günümüz Türk Şiiri ve Sedat Umran Üzerine Notlar (Yaba Edebiyat, Ocak-Şubat 2000), Müslüm Yücel / Virgül (sayı: 44, Ekim 2001), Hüseyin Akın / Söyleşi (Yedi İklim, Ekim 2004), Şair Sedat Umran vefat etti - Türk şiirinin önde gelen isimlerinden Sedat Umran, bu sabah İstanbul’da vefat etti (haber7.com, 07 Ağustos 2013), Türkiye Yazarlar Birliği / Türkiye Kültür Sanat Yıllığı (2014).
SEDAT UMRAN
Demir gibi şiirler yazdı Uzun ince bir adam Adı Sedat Umran Makinenin şairi Lekedir kitabın ismi Yüzü kara bu çağda Lekedir şiirleri İstanbul’un sarmaşığı Yatıp kalktı Hegel’le tüm gün Felsefedir yiyip içtiği Şiirleri ezberinde Okur bir solukta her birini Marmara Kıraathanesi’nde Horhorda uyurken emekliler O şiiriyle halvettedir Şiirdir işi gece gün En büyük emeliydi Türk Şiir anıtlarına girmek Ezberindedir hepsi İhtiyarlık günlerini Geçirdi huzur evinde O aslında bir huzur ehli Gezerdik onunla tüm gün İstanbul’u baştanbaşa Bir Anadolu yakasında bir Avrupa Şiir yer içerdik beraber Şiir doluydu o baştanbaşa Nerde kaldı o günler Ahmet Kemal |
Her zaman özel, her zaman güzel eserin
Kutladım yazan kalemini, yüreğini ve eserini
Şiirle kal, dostça kal, hoşça kal