Oyuncağı Elinden Alınmış Çocuklar Gibi
Ahlarım ve serzenişlerim var derinden.
Rüzgâr bile esmiyor artık eskisi gibi serinden. Korkuyorum hem de çok, Vicdan ve merhamet yoksunu zalimlerin şerrinden. Artıkça artıyor, gam ve kasvetim. Kalmadı gönül hanemde, muhabbetim. İnsanların göründüğü gibi olmayışı, Bırakmamış dizlerimde takat, soldurmuş benzim betim. Her geçen gün oluyor halim yaman. Geçmiyor bazen, duruyor sanki zaman. Zalim felek atın nallamış, düşmüş ardıma, İki yakam bir araya gelmiyor, vermiyor bana aman. İnsan gibi insanlar, azaldıkça azalıyor. Sevdalı yufka gönlüm daraldıkça daralıyor. Husumet, kin, nefret ve buğuz kılıçları, Çok keskin bir şekilde bilendikçe bileniyor. Vefa ile sadakat, şatır bir güvercin misali uçmuş. Gönül bahçesinin güllerine baykuşlar konmuş. Riyakârlık ve çok yüzlülük, Semizotu gibi gönül, çoğaldıkça çoğalmış. İnsanı cennetlik eden, manevi değerler unutulmuş Nefsin şeytani heves ve arzuları, insanlığı yutmuş. Birbirinden hayırlı yüzlerce binlerce güzel yol var iken, Şeref abidesi olan insan, şeytani yollarda yolcu olmuş. Menfaatleri için boşu boşuna berrak suları bulandırıyorlar. Gönlünde kemlik olmayanları, mahirce kandırıyorlar. Barış ve kardeşlik dağlarında, muhabbet fedailiği yapmak var iken, Kıskançlık ve adavet tohumlarını gönül tarlalarına ekiyorlar. Ne yapacağımı bilmiyor şaşırmış kalmışım. İnsani duygu ve düşüncelerimi, nadasa bırakmışım. Oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi ağlamak istiyorum, Anladım ki insanlık deryasında, ben boşuna kürek sallamışım. 26/ Ekim/ 2021 |