Saplama yeter artık ne olur bağrıma aşkın zehirli paslı okunu!
Bir bakışta tanımalısın aşk yolunda gidenlerin ac ile tokunu.
Seven sevmişse ben gibi canı gönülden birini,
Düşünmeden seve seve vermeli, sevdiğinin yoluna varını yokunu!

Celalli ve haşin bakışlarla değil, aşk ve sevda ile bak gözlerime!
Bunu bil ki seni ben gibi ölesiye seven birinin yalan olmaz sözlerinde.
Sana mert ve yiğit sözü veriyorum, bu emanet can bu tende oldukça,
Senden başkası konuk olmayacak, sana sırılsıklam meftun olan bu yüreğimde.

Bir ricam var senden, bana gelirken beni mest eden, gülücüklerinle gel!
Gülücüklerle gelirsen, severek taşırım aşkın barlarını, güçsüz olsa bile bendeki kamburlaşmış bel.
Yeter ki aşkın pınarları, çatlamış kurumuş gönül topraklarıma şarıl şarıl aksın,
Ama sökmesin kökünden aşkımızın sevda kokan gül yapraklarını sel.

Sevda yoluna baş koydum diyorsan, sen de Aslı gibi Zühre gibi Şirin gibi sevmelisin!
Seni seveni birkaç gün görmediğinde, sabırsızlıkla aşk ve şevkle yolunu gözlemelisin!
Sen, sen ol! unutma! Hatta istiyorsan yaz bunu asırlık çınar ağacının kabuğuna!
Seni ölesiye sevdiğimi, senin için her türlü fedakarlığı yapabileceğimi muhakkak bilmelisin!

Bu fani dünyada ki sayılı ömür miadımız istesek de, istemesek de vakti geldiğinde bitecek.
Sevda bahçelerinde el ele, kol kola volta atmamız ve kumrular misali koklaşmamız bizlere kar kalacak.
Gel birbirimize şeref ve namus sözü verelim! Biz yaşadıkça gurur ve kibir atına binmeyelim!
Zira sevdalı gönülleri fetih edersek, bu özelliğimiz bizi ahirette peygamberimize komşu edecek.
21-23/ Eylül / 2021