SİL BAŞTAN
Şimdi şöyle kar beyaz dağlarda üşümek vardı
Tir tir titremek vardı içinden gelerek, doya doya Anlatmak vardı şu hayatın en dip noktasını Gidenlere bir selam göndermek lazımdı yürekten Vefasızlara damardan bir şarkı armağan etmek vardı Kar tanelerinin altında tahta bir masada oturmak Oturmak ve düşünmek, düşündükçe kahretmek Sahte dostluklara canı yürekten bir sitem etmek vardı Bir kış akşamında sobanın ışığında bakarak tavana Kendime gelsem bin bir umutla baksam yarınlarıma Akıl firarda, yürek başka yürekte dört duvar mahpusta Dört duvar içinden çıkıp da uzanmak vardı mutluluğa Bir deniz kenarında olmak vardı şimdi maviye aşık Bir meltem kokusunu içine çekmek ve huzur bulmak Rüzgarın salladığı şemsiyenin kumaşı olmak vardı Gölgesinde uyumak ve kızgın kumundan ateş almak Ben vedaları sevmem vedalar da beni sevmesin Vedalardan uzak bir ülkede olmak vardı şimdi değil mi? O ülkenin ilk insanı olmak vardı herkesten uzak Ayrılıkların bilinmediği bir hayat sürmek vardı Hayallerdir umutları kovalayan ya da umutlar hayalleri Belki bir gün yolumuz güzel günlere çıkar nereden belli Bir yol buluruz şansımız varsa, sevgiden yana olan Şimdi o yolun toprağında yalın ayak yürümek vardı Sitem ettikçe edesim geliyor zalim yıllara nedeni belli Şimdi o yılları geriye sarmak vardı bir kaset misali Şans, kader, talih böyle diye geriye çekilmek neden Şimdi kaderi tertemiz yazmak vardı sil baştan yeniden Sil baştan yeniden Sil baştan. BÜLENT ÖNGE 26.08.2021 MUĞLA |
ŞİRİNİZE BİR KAÇ KELAM ETTİK AFFOLA SELAMLARIMLA TEBRİK EDERİM.