SAKIZÇiğnenmiş sakız gibisin hayat Bir bir balonlarını patlat Yapışsın yüzümüze Çocukluğumuzdaki mutlu tat Dilden dile gez Kimimize okalüptüs Kimimize mars, venüs Boş miğdeye birazda lüks Pelesenk olsun markan Hiç bir zaman bayat olmasın havan İçinde yazılı manilerin, çıkarmı dersin Çiğnemekten yorulan düşlerim Yapışma azı dişlere, pabuç kadarsın Seni biraz küçültmek lazım Bırak çürüsün, dolgusu yok hayatın Otuziki dişe yetecek Öğünlerle beslenmiyoruz İki dişte yeter bizlere, güzel öğütüyoruz Hem ergonomik olursun Paylaşmayı bilir, yanlızlığını Tavşanlarla doldurursun Birde havuçlusu çıksa Hayat bayram olsa Çocuklara vitamin Büyüklere adrenalin Bu şiirde sakız gibi uzadı Şair nasıl bitireceğini bir türlü bulamadı *****Peki ama benim tavşanım nerede kaldı :( ayşe yayman |
Şiirini okuyunca benimde daha önceleri yazmış olduğum bir sakız şiirim vardı..yalnız benim sakız senin ki gibi iç açan meyveli değil..arap mabel sakız...)))
SAKIZ
Bir çiğnemlik sakız gibi çiğnedik ömrü, şekeri bile yokmuş,
Tatsız bir lastik emdik durduk, ağzımızda acı, mide de kramplar,
Yolu mu bulamadık, yordam mı bilemedik, neydi yanlışımız,
Burkulduk, isyanla öfke harmanladık, hep geri geri gitti adımlar.
Kıskaçlarında can çekişir hiç durmadan benliğimiz
Üç otuz paralık yaşanmışlıkların kırıtık düzenbazlığında
Hüzne uçan bir kuş olmuş yüreğimiz, uçar da uçar
İçimiz yangın alazlarıyla ışır durur bahtın karanlıklarında.
İnadına mutlu olmayı deniyoruz, ne demekse mutluluk,
Yapsaydı Abidin, Nazımın dediği gibi resmini mutluluğun,
Bir şey daha öğrenmiş olacakdık iki büyük ustamızdan,
Tarifler tamam belki ama, kapısı kilitlenmiş umutlarımızın.
Esel Arslan
2007- Ankara