Deli mehmetMehmet....... Neler anlatır bu isim bana, Çok şeyler ifade eder. Bazen önünde bir fatih olur, İstanbul’u fetheder. Vurulup alnından bu vatan için, Yere düşen askere isim olur, Mehmetçik deriz onlara. Ama benim anlatacağım Mehmet, Bu Mehmetler değil, Bu Mehmet deli Mehmet. Ağrının bağrından kopmuş, Yuvasını terk etmiş deli Mehmet. Ama omu deli, yoksa bizler mi? Efendimsiz lafa başlamayan, Af edersiniz,rahatsız ettim diyen, Mehmet. Yüreğimi paramparça eden Mehmet. Ne olaydı seni tanımasaydım, Derdini dinlemeseydim. Seni her hatırlayışımda, Üşüdüğünü, titrediğini bilmeseydim. Mehmet , talihsiz Mehmet, Deli Mehmet... Ağrının küçük bir köyünde, Çobanlık ediyordu. Evliydi, birde oğlu vardı Mehmet çalışıp çabalıyordu. koyunların arkasından koşarken, O dolu, dolu bu hayatı yaşıyordu. Bir gün karısı hastalandı, Çaresiz bir derdi vardı. Mehmet için kötü günler, Yavaş, yavaş başlıyordu. Çare yoktu hastalığa, Toprak onu bastı bağrına. Kalmıştı yapayalnız, Bir oğlu, birde kardeşi Evin kalmamıştı artık neşesi. Koyunlar artık ona yüktü, Artık Mehmet’in boynu büküktü. Kardeş akıllıydı, hem de kurnazdı, Mehmet’e bir oyun oynamaktaydı. Gitmesini istiyordu onun bu köyden, Bir oyun etti, Mehmet’i kovdu evden. Çıktı Mehmet yola, çaresiz Yapayalnızdı artık kimsesiz. Oğluna veda bile edememişti, Sarılıp boynuna öpememişti. Bindi ağrı garından bir arabaya, Çıkmıştı artık bilinmez yolculuğa. Düşünüyordu nereye? Giderim. Bu çıkmaz canı nasıl güderim. Araba gidiyordu hızlı şekilde, Saatler sonra durdu Kayseride. İndi arabadan ürkek bir kuş gibi, Sağa baktı, sola baktı, ne yapacaktı şimdi. Çalıştı inşaatlarda, didindi durdu, Zaman acımasızdı çok çabuk geçiyordu. Yorgundu, hastaydı çalışamıyordu, Bunun yanında yatacak yeride yoktu. Git gide düştü Mehmet perişan hale, Yiyecekte bulamıyordu bu günlerde. Dilenmek ona çok ağır geliyordu, Ama başka çarede düşünemiyordu. Hava soğuk, kar yağar birde ayaz var, Mehmet yarı çıplak bu havada, mendil satar. Sığınır bir köşeye, yorganı gazete, Mehmet böylesine perişan bir halde. Saçı, sakalı uzamış, bir divane gibi, Çeviriyor onu bu hayat çemberi. Umutsuz, umutsuz hala dolaşıyor, Çaresiz haline derman arıyor. Ah! Mehmet ,can Mehmet, deli Mehmet Ne olurdu? Seni tanımasaydım. Mehmet,Mehmet, Mehmetttttt! Allah’ım sen ona yardım et. ZALOĞLU |
Yüreğinize sağlık...