ANADOLU I
Taşkesiği’nden Akseki’ye doğru.
Yörük yaylasında bir ana oğul Keçilerini güdüyordu. Buz kesti Alacabel Akşamın kızıllığında Ve selam durdu Giden Gelmez Dağları Akdeniz’den Anadolu ’ya doğru Gel kim olursan ol yine gel dedi Hz. Mevlana Anadolu’ nun bağrında Bir yıldız gibi parlıyordu. Konya ovasında güneşin harında Nasırlı eller bereket biçiyordu. Alperen aşkıyla Nevşehir’e varınca Gül kokladım Hacıbektaş’ta. Dergahın adabında Dervişler edep Ya hu semah dönerken. Titredi tenim .... Yozgat, Çankırı, Tokat ve Çorum Bozkırı Yunus gibi dolaştım durdum. Merzifon’ da Pir Baba’ya Hz. Pir Koyun Baba’yı sordum. Anadolu benim sevgili yurdum. Başı dumanlı Ilgaz Kös dağlarına naz ederken. Bulutlarla kucaklaşıp; Dıranas’ı geçtim. Sinop’a vardığımda; Martılara limanı sorduğumda Gerze’den doğan güneş. İçimi ısıtıyordu. Kastamonu Şerife Bacı’ların Yurdu. Seydiler’ in ayazında Ve bir kağnı başında Yalınayak bir çocuk tir tir titriyordu. Karabük yamaçlarında Çobanlar el ediyor, Ve Anadolu bana gülümsüyordu. |