YOL
Halkın yolu su gibidir bulur gideceği yeri
kayaları aşındırır yiğit erkekleri anıtlaşır ölümlerde Bilirsin ucu bucağı olmaz hayellerin. Kırmızı gelincik tarlalarında gümülü verir aşk. Soylu bir namustur nehirlerinden akan umudun. Her sabah ince ten rengi çoraplarını giyer şehvet Zaman kimsesizlerin ezik buğday başaklarını büyütür. Ömür denen hikaye onunla başlar. Bana özgürlükten söz etme kelepçesi var ölümün boğazımda Birde mavi önlüklü türk çocukları hikayelerindedir . O kara kaplı defterin içinde yazılmayan sözcükler. Ah o türk akıncıları nerelerde şimdi. Yorgun hancılar yitik yolların tozlarında saklı. Artık topraklar tüm zabanilerin mevsim ölüm mevsimidir biliyorsun. |