Kent günlüğü
Birileri rengarenk bulutların üzerinde bırakmış gülümsemeyi
Birileri uçsuz bucaksız okyanusa Ne zoruma gider bilir misiniz Uçmayı bilmeyen bir kentin kara sularında boğuluyorum Ve uçan balıklarla dolup taşan Vitrinlere bakıp duruyorum Bir gün ya da öyle istediğimiz için kağıtlar buruşmaya başlarsa Ağzı bozuk, ıslak şarkılardan gemilerim olsun İnce çizgili sokaklarımdan geçireyim o kalın bantlı gülümseyişimi kenarlarımdan fışkıran iki kişilik kent sarmaşıklarını hep o denizin tuzlu konçertosunu giderse ya da artık çözünmek istiyorsa sıkılmışsa benden, demeyeceğim kentlerimi çıkaracağım uzun arabesk kumlara, kadın yaratacağım güneş tenli biraz yanmış biraz yanlış Başka türlü ben çıkamam dalga seslerinden tam o andan itibaren şarkılarımda yüzen gemiler çözünüp kaybolurken huzmede o uzak kentler denize karışmış olmalıyım Ayşe Dağlıoğlu |