Bir maniniz yoksa
bir maniniz yoksa annemler
size gelecekler denirdi zamanın birinde biri bin geçe şimdilerde ceriyanlı ku_y_tularda dizi dizi mahpus iken ayaklar dede dizlerinde kahramandı asker dinlenirdi acanstan geçene kulak kabartılır Yaşar Doğu gururlandırırdı bir zamanlar bisküvi arası lokumdu tatlımız pekmezli tahinli karışımlar sürülürdü ekmeklere ekmekler; ekmek ekmek kokardı organik morganik adıda bilinmezdi inorganik zamanlara inat abilerin kitabı az kullanılmış abla defteri ellerde okul yolları tutulurdu da yine talep edilmezdi fazlası yada gün gelir kalınırdı paşa paşa sınıflarda travmalar olmazdı psikolojik bayramlıklar serilirdi sandalyeye uyku girmezken gözlere uyandırırdı bugün bayram erken kalkın çocuklar sözleriyle manço amca az ayakkabı yırtmadık kırık camalar yere dökülürken topu olan takımı kurar uzun eşşekte kıç üstü düşülürdü yara bereye kızmazdı analarda akşam geç kalınamazdı yemeğe el yanakta parmak kulakta biterdi yırtık pantolon değildi moda ayıptı yamalaklı giymek vardı mahallenin kendi kuralları vardı çöpçatan ablalar name ile ara yapar abisi mahallenin racon keserdi bu hususta tenhada görülmüşse kız erkekle adı çıkardı kızın yada istemek sevaptı babayla helal süt emmişini süte su katan sütçü doktora gitmeyene üfürükçü ivedi para için tefeci yinede namussuzlar bankalar gibi olmadı bu mahallede elde işler örülürdü herşeyler üstü danteller sobada kestane dilde erir o zamanlar siz bize gelirdiniz hiç maninizde olmazdı |
beni beni benden uyandıran kıpırtılar
o iki yayın altı şimdi
gözlerin beni
beni benden çalan bir hırsız
gözlerin geceye haykırış
gözlerin beni
beni benden götüren yolcu