ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ UNUTULUR MU?Annelerin sütü size helaldı, Hepiniz yıldız, gökkubbe hilaldı. Saf tutardınız bayram namazında İmam Muhammed (S.A), müezzin Bilal’dı. Sizin yurdunuz şimdi Gelibolu, Duygular gözümüzde dolu dolu, Aziz hatıranız unutulur mu? Saf tutup saygı sunar Anadolu… ------------------------------------------------------------- İSTANBUL EDİRNEKAPI ŞEHİTLİĞİNDE BULUNAN BU MEZARIN ÖYKÜSÜ: Tüm dünyanın üzerimize çullandığı zor bir dönemdi. İşte 19- Şubat`ta fiili Çanakkale Savaşının başladığı ve 18 Mart ta Çanakkale Deniz Zaferini kazandığımız bu zaman dilimine yaklaştığımız bu dönemde sizlerle bir Çanakkale Şehitini paylaşmak istiyorum. İstanbul`da yaşayanlar için çok yakınlarda bulunan bir Çanakkale Şehitini. Edirnekapı kadar yakın… Bazen İstanbul`dan guruplarla gezi yapıyoruz Çanakkale`ye. Böyle bir grup geldiğinde, dönüş yolunda buralardan ayrılmanın verdiği hüznü yüzlerinde gördüğümde onları teselli etme adına hemen atılıyorum: -Niye üzülüyorsunuz? Çanakkale Şehitlerinden İstanbul`a gidince de ayrılmayacaksınız ki? Kuşkuyla bakıyorlar yüzüme. Acaba bu sözüyle ne ifade etmeye çalışıyor, diye düşünüyorlar. O zaman bende anlatmaya başlıyorum onlara, Çanakkale Savaşlarında istanbul`un büyük bir hastane gibi hizmet verdiğini, 3.Selim döneminde yaptırılan Selimiye Kışlasının bile hastane olarak kullanıldığını ve Çanakkale`den tedavi için İstanbul`a getirildiği halde burada vefat eden şehitlerimizin İstanbul`da defnedildiğini. Şaşırıyor ve hemen atılıyorlar. -Peki nerede yatıyor İstanbul`da ki Çanakkale Şehitleri. Edirnekapı Mezarlığında. Evet burada tam 22 bin şehidimiz yatıyor. Küçük Çanakkale`yi görmek isteyenler Edirnekapı`ya gidebilirler. Burada da şehitlerimiz zaman zaman bizlere, -Bakın bizler buradayız diyor ve göz kırpıyorlar. İşte bunlardan birini anlatacağız şimdi sizlere. Yıl 1971. İstanbul Karayolları , şehrin çevre yollarının yapımına başlamış. Hazırlanan plana göre yollardan biri de Edirne kapı Şehitliğinin ön kısmından geçecek. Yol çalışmaları öncesinden yolun geçeceği yerlerdeki mezarlıklarda nakil işlemleri yapılacak. Yol geçen yerlerdeki mezarlara sahip çıkan olursa gelip kendi ölüsünü nakledecek, kimsenin sahiplenmediği mezarlar ise buldozerin acımasına bırakılacak. Gelin olayı, o yıllarda 17. Bölge Müdürlüğü 1.Grup Şefliğinde İnşaat Sürveyanı olan Kütahya Emet`ten Ahmet Yenel`den dinleyelim. “Çevre yolu ve tünelinin geçiş yapacağı istikamette, Edirnekapı mezarlığı bulunmakta. -Ne aksi tesadüf ki- Çanakkale Şehitleri`nin gömülü kısmı da tam yolumuzun üzerinde; mecburen, mezarları açıp şimdiki şehitliğe nakledeceğiz. Bir gün, ölüler arasında elbise ve vücudu nokta kadar bozulmamış bir subay çıktı karşımıza. Tam uykuya dalmış bir kişi; pantolonunun iki yanında kırmızı dikişi vardı. Gözleri yumuk, sanki bize gülüyordu. Öyle bir hali vardı ki; benim canım yok olmadı, öbür dünyada bile olsa ben böy1eyim, der gibiydi. Olay cuma gününe denk gelmişti. Aynen elbiseleri ile tabuta yerleştirip camiye götürdük. Namazını kılarak tekrardan bu günkü yerine diğerlerinden ayrı olarak gömdük. İnceleme sırasında isminin Mülazım Yusuf olduğu tesbit edilmişti. Ama, mezar taşına ismi yazılmamış,” Bir gün yolunuz Edirnekapı`ya düşerse mezarlığa muhakkak uğrayınız. Burada yatan nice kıymetli zattan bildiklerinizi ziyaret ediniz. Gitmeden önce bu mechul askerin de mezarına uğrayınız. Bugün onun mezar taşının üzerinde kısa da olsa sizlere anlatmaya çalıştığımız hadise anlatılmaktadır. Taşının üzerinde şöyle denmektedir. “1971 yılında şehitlikteki Tünel insaatının yapımı esnasındaki kazılarda meçhul asker elbiseleriyle birlikte bütün olarak bozulmadan bulunmuştur ve buraya bulunduğu şekliyle defnedilmiştir. Ruhu Şad Olsun.” Ekrem Şama |