Aşk kendine ağır
Aşk kendine ağır
gözlerinde susadığım sevdiğim nazende deryalar kuruttum susuzluğu gidermeye yetmedi gözyaşlarım aktı içtim bazende keremi ateşe yaktın bu kadar beklenmez ot yeşermez oldu bağ bahçe ölü toprağım sen gidince güz olmadan döküldü yaprağım çürüdüm aşk segahında ecel son durağım yakada solan güle bir gül daha eklenmez kanar yaralarım can damarım yar deyince anlamazsın aşk halinden başa gelmeyince ararsın bulunmaz yürürsün yol uzun ince gönül dengini bulmayınca dengi denklenmez neyleyim ben sevdayı gözüme yaşla dolan benim gülüm kurudu o ki gönlümde solan ne yaz baharlar geçti hepsi ömürden talan âlemin bağında lale sümbül gül tükenmez dağıma göre kar vermiş sabrımı verirde bekle gün gelir o dağlarda karlar erirde kaç ölüme kol kanat gerdim o yar gelirde sevdayla yıkılmışın üstüne yük yüklenmez Ahmet Coşkun |
Selamlar ve saygılarımla.