Biraz Gerçeküstü
salındık
öyle ya acıyı bile hissetmedik anamızdayken nasıl geldik hangi bir kızgın parçasından kopup “n” üzeri bilmem kaçıncı “n” nin kim bilir hangi gezegene özge hangi bir karadan mancınıklandık hangi bir su da küçücük bir damla hangi bir yerçekiminin malıydık varsayımlar sessiz mutlu ömür nedir hırs nedir heves nedir bilemeden verilen neyse ki o oldu büyüdükçe düşündük ki yaşamak alabildiğine yahut tava mı geldik dostlar tava yanlış mı gelmiş olduk yanlışa mı gelen şu yalan dolan soyhasına anlayamadık hâlâ karanlığından bu yana ana rahminin sonsuzluğa ışığa uzanan yolun içre aydınlığını en parlak gezegeninde mi olmalıydık gezegendeki en parlak mı ismimiz olmalı mıydı bizi çağıran bir ses tanıdık suratlar silüetler ya da yaşamanın her adı varlık oburluk yiyip içmek mi olmalıydı yoksa birer kopyası mıydık karanlıklardan gelen hüzmelerin gerçeküstülüğün tatlı düşleri bir kaya parçasına tutunmuş huzuru bulmak mı asıl işi ilk hızıyla sarmalından fırlamış salınımı mı durgunluğu mu mercimek tanesi kadarın algıladığı tek ses ritmik güp güp veya bilinmez bir parçacığı mı canlının sular altında kalmış nice ki düşündük dediler omladı o zaman huzur battı dedi birileri bilmem ki düşünmemeli miydik çoğu şeyleri 5 ağustos 2008 İzmir |
nice ki düşündük
dediler
huzur battı
o halde
düşünmemeli miydik
çoğu şeyleri
düşünceleriyle var olur insan ...yüreğinize gönlünüze teşekkürler güzeldi...