Salih Mirzabeyoğlu'na
SALİH MİRZABEYOĞLU’NA
Hiç umrunda değildi, ne bir şöhret ne bir şân Nispet gönül bulmaktı, fikir fikir kaynaşan Sağına ve soluna bakmadan aşmak yolu İslâm İnkılâbının, hayâliyle dopdolu Bir ben varım cehdiyle, sanki kimse yok başka Ulvi derdin uğrunda; çileyle, vecdle, aşkla Fikir haysiyetinin, sen hep müstesna tavrı Büyük Doğu’dan aldın, değil mi ki bu sırrı Hâlâ aynı sakatlık, çemkirirler ardından O bir kahraman diye söz edince adından Bazen sus pus oldular, hep daima korktular Anlamaktan uzakta, hem sayıca çoktular Bilenler bilir seni, ne garip ne öksüzsün Zaman devşirse n’olur, bizde hep ölümsüzsün Mayıs ayıydı sarktın, sonsuzluk âlemine Lakin şimdi her mevsim, âşina elemine Çelikten zırh üstünde, “yüzün açık, alnın ak” Seni en sevdiğiyle ağırlasın yüce Hakk F. Selçuk Soylu |